5
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
541
Okunma

öyle bir gece
vakitsizce denizde yakamozlar
saatin kaç olduğuna aldırmadan
avare dolaşırken kaldırımlarda
sararan yaprakları söküp alırken
mavzeri sırtında bir eşkıya rüzgar
elime dolanan salıncaktaki zincirlere
dolanmışken zihnimin gıcırtısı
dalgalar üstünde öyle havalanırken hayallerim
isyan yüklü göklerden
üzerime düşen gölgeler sırılsıklam
caddelerini teslim ederken şehir
altın renkli ışıklara
öylesine kaybolmuşum köhne sokaklarında
bunca gitmek ve kalmak arasında
kaç defa örselenmişim
meğer
zahiri bir surete dönüşürken hususlar
ağaran tüm gün batımları bana mahsus
önümde koca dağlar
sahilde mendil sallayanlar
yürekte garip bir hüzün
kendi gemilerimi yakmak varmış kaderde
üsküdar
kız kulesi
boğazın bin ton mavisi
istanbul iklimi
erik çiçeklerim
elveda
*
yosun kokan dalgalar düşlerimi okşarken
nabız atışlarım nispetince
bağrıma saplanmışken lodos fırtınası
aklımın zindanlarında dolaşırken nemrut kasırgası
gitmeyi seçerken
doğru yönü ararken bitap düşmüşlüğümle
ahenksiz atımlarından arınırken kalp
elveda derken
meğer ne çok alışmışım bu şehre
redfer
5.0
100% (6)