3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1404
Okunma
sende unut
yoksa bitiyorum her kapı çaldığında
göçüyorum buğulu seslerin tılsımına
fırlıyorum içimden
duvar diplerinde bıraktığın sese
sensin diye seviyorum hep nankör kedileri
düalist rüyalarımda sırasıyla sen oluyorum
sonra yine sen
faşist bir iç kanaması ciğerlerimde bayram ediyor
kan kusacakken
seni kusuyorum tüm nefretimle
daha ne yapayım söylesene
sende unut
trenleri yolcu ediyorum el sallamadan
bir kız çocuğu kurtuluyor
annesinin elinden
çok sonraları aşık olacağı adamı bilmiş gibi sarılıyor
kırıntıları ile boyalı kuşları besleyen
veledi zinaya
ben seni değil
trenlerden inmeni değil
o garlarda sarılmanı beklemeyi sevdim
üşümüş dudaklarımın serseriliği yıkamıştı ruhunu
bir balyoz gibi iniyordun ayıplanmış duvarlarıma
gözlerini mıhlıyordun körlüğümün hiçliğine
daha ne yapayım söylesene
sende unut
içinden geçiyorum bu şehrin
kutsallığı bozulmuş tendirtiod sokaklarında
temizliyorum yaramı
yaralarımda kırk tas su orospu bayramları
ter kokularında değil
ten kokularında gittiğin günün ayazı
yokluğuna uyanır gibi o sabah
hilkat garibi aşkım
paçavradan düşlerine yalnızım
söylesene
daha ne yapayım
sen de unut
ayarıdır şimdi
usulca uyut…
alicengizoyunu
(bir bilinmeze doğru akıp giden nehrin kolları gibiyiz şuan…bu baharda buluşmayacağız okyanusla.)