doğdum,
annem’in yanaklarına kırmızı elmalar değdi.
ölmeye doğdum,
kim bilir kimin dudağına mekruh bir buse olacağım.
öldüm,
berzah yahut çiçeğin özü,
böceğin azığı olacağım.
bu dünyadan bir ben geçecek,
zerre miskalinden minik bir ben.

Hazreti insanım,
çokça şaşan bir beşer.
yaşıtım olur akıl melekeleri,
büyüğüm olur,
solungaçlarından nefes alan balıklar,
sürüngenler ve şempanzeler.
kasıklarımda süt çiftliği,
doğarak uçmayı bekleyen beyaz kelebekler.

nesebim birikiyor,
şehvetimin aşkın arzusunda.
çocuklar döküyorum necis sular kokulu,
boynumdan öpülüyorum,
şah damarımdan,
lavanta kokuyor sakalım,
çıngıraklı gümüş hışırtısı kulaklarımda
çengelli iğneler batıyor soluma.
Lut oturuyor pencereme
Lut’un karısı oluyor nazarım
dönüyor ve ardıma bakıyorum
birkaç defa helak oluyorum.

zihnimde ayrık otları boylanmış,
cesedim tepeden tırnağa diri bir put.
omuzlarım dökülüyor,
baldırım kuruyor, çocuklarım içime ölüyor.
ben Hazretleri sizlere ömür,
varlığım kef, yokluğum kaf,
ah büyüklüğünde çekiliyorum.