3
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
568
Okunma
Kıvılcımından doğan her telaşın kayıp çocuklarıyız...
Ki,
Dudakları uykulu bir kadındı suskunluğum
Çığlığında uzun karanlık ve
Gecikmiş zaman
Gözlerimin terinde kızgın kırmızının kanatlı sevinci
Ve
Kıyamet ezilişi şehrin ürperen karanlığına kavuşumudur içim
Zaman tenime yağmur taşıdığında denizini gören eteği vardı şehrin
Ihlamur kokulu sokakları sonra
Üşüyüp ağaca sarıldığımda
Ruhuma pencereler açan yorgunluğun soluğundan düşüyor derin sessizlik
Ayaz yiyor başım
Tutuk dilim
Dağlara küskünlüğüm
Kendimi kendi sesimde dinliyorum
Bilhassa uzak şehirleri dilimin açlığına..
Işık ve gölge arasındaki resimlerin bölünmez iklimiyim
Kısık lambaların düş oğuşturan uçurumunu tutuyor bir elim
Az önce yaylanan kalabalığın çöl yalnızlığına çınlıyor adımlarım
Yürüyorum
Uyuduğumu kimse bilmiyor
Durup durup alnıma çarpan rüzgar
Benden önce ölüyor
Yanyana düşüyoruz
Bir çukurda iki çiçek misali
....
5.0
100% (9)