0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
445
Okunma
„Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı…“
Demiyeceğiz gayrı,
dindirmek için kalp ağrısını,
etmek için kendimizi teselli
üstad şair Cahit Sıtkı Tarancı gibi
Bu ağrı öyle bir ağrı ki:
Ne bir ağacın gölgesinde
ne kenarında havuzun,
nede aya salınan bir haberin gecesinde,
gönlünce gören bir Yolcu’nun()
sihirli kırbacını vurmasıyla seccadeye de
dinmeyecek.
Şiir;
„Zaman ve mesafeye hükmettiğini“ bilir!
Kalkıp tozu-dumana katacak,
onu alıp Kasımpaşa’ya savuracak
ve „ne idin-ne oldun“ u
o zaman anlayacak Yolcu.
Ama ustanın kırbaç gibi
şaklayan şiiri;
„Aya haber sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumana,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Demesiyle;
İlk sevgilisini alıp getirecek Beşiktaş’tan
ve yaşatacak ona gençliğini yeni baştan.
() Giden birine yazılan "EY YOLCU" serisinin; Sayın Necmettin Halil Doğan’a ait olan "DUR YOLCU"(=asıl adıyla BİR YOLCUYA) şiiri ile uzaktan-yakından hiçbir ilişlisi yoktur. Güncel olması nedeniyle yinede okumanızı öneririm.