“çıt” sesi karışmıştır yorgun bir ütopyaya. ve bir aynayken hayat, - ben kırmadan çok önce - çatlamışsa tomurcuk; ya gece karanlıktır ya dolunay kırıktır.
yormuşsa geceleri öncü sevişmelerin artçı sarsıntıları, ya ben uykusuzumdur ya zaten fay kırıktır…
kırıktır…
“git” sözü karışmıştır sabahsız bir rüyaya. ve bir umutken hayat - ben küsmeden çok önce - gülüyorsa bir çocuk; ya köroğlu hiç yoktur ya deli tay kırıktır.
sormuşsa geceleri vakitsiz gidişlerin hüzün kırıntıları, ya aşk affedilmiştir ya ok, ya yay kırıktır…
( Devam edecek….)
Yavuz Doğan
10.07.2008
Beylikdüzü
Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sahi ben bu şiiri okumuştum ve sahiden hem okumuş hemde seslendirmiştim.Ama burada neden geç kalmışım.Ah kardeş akıl başta değil ondan herhal:))) Her zamanki gibi mükemmel dizelerdi biliyorsun senin şiirlerin yüreğimde başka bir yerdedir... Kutluyorum kardeşim kalemin daim olsun...
bütünüyle güzel bir çalışma olmuş şair... alıntı yaptığım bölüm ise beni mest etti...
“git” sözü karışmıştır sabahsız bir rüyaya. ve bir umutken hayat - ben küsmeden çok önce - gülüyorsa bir çocuk; ya köroğlu hiç yoktur ya deli tay kırıktır.
ya da yazanın kalbidir kırık olan da, her şeyi "kırık" görmektedir.
Şiir tahlilleri yaptığımız günlerde öğrenmiştim, Ahmet Haşim'in "Şiiri mânası için eşelemek, terennümü yaz gecelerini kıskandıran bir kuşu eti için kesmek gibidir..." deyişini.
Sonraları öğrendim "Ne tasannu bilirim, çünkü ne san'atkârım" diyen kişinin Âkif olduğunu.
Yanyana koydum sonra ikisini. Kafam karışık, dilim tutuktu.
Âkif'e sordum, "yazdığın nedir?" diye
"Aczimin giryesidir bütün âsârım" deyiverdi.
zihnimdeki karanlık dağıldı o anda.
Dedim ki kendi kendime:
"Aczinin ya da yüreğinin göz yaşını dillendiriyorsa bir kalem, velev ki şiirle olsun, muhteremdir." Zîra "Sanat şahsi ve muhteremdir."
Ne manası için "eşelemek" ne de şekli için eleştirmek...
Ödülü önemsemezsin sen biliyorum... Şiiri, Serkan'ın yorumunu ve senin ona yazdığın cevabı okudum... Sen Yavuz Doğan olarak çizgini çok önceden çizmişsin ve yürümektesin bizlerde izlemeye devam edelim... Şiiri sevmek ve öğrenmek adına güzel bir örnek daha diyorum... Başarılarının devamını dilerim.
Dizelerde şairin istese de hece ölçüsünden ayrılamayan bir özü var gibi görünüyor. Şiir, temelde 14’lü hece ölçüsüne dayanmakta ancak şekilsel bazı değişimlere uğramış sanırım. Kimi dizeler olması gereken 14’lü hece ölçüsünü sağlarken kimileri de alt alta dizelerde 14’lü hece ölçüsünü oluşturuyor.
‘sahi, siz karanlığı ne zannediyordunuz?’
Yukarıdaki bölümde14’lü hece ölçüsünü üç dizeye yayarak oluşturmuş görünüyor. Belki bu, şairin yenilikçi yanına oldukça güzel bir örnektir. Belki…
‘- Aynanın sisi üzre yazıldı tutanaklar…-’
Dizesinde hece ölçüsü ile yazmayı tercih edenlerin çoğunun zaman zaman içinde bulunduğu bir durum söz konusu: ‘üzere’ sözcüğünde bulunan ‘e’ harfini düşürerek hece sayısını tutturma hali. Ancak kimi zaman üzerinde konuşmuş olduğumuz dize gibi oldukça başarılı sonuçlar alabildiğimiz haller de ortaya çıkmıyor değil hani. (‘üzre’ şeklinde kullanılan bir edat da mevcuttur. Ancak TDK da ‘üzere’ sözcüğüne yönlendirmektedir bizleri. Sevgili Yavuz Doğan’ın harf düşürme işlemini gerçekleştirdiğini farz ederek yorumumu yapıyorum.)
‘ve bir aynayken hayat, - ben kırmadan çok önce -’
‘ve bir umutken hayat - ben küsmeden çok önce -’
Özellikle şu yukarıdaki bölümlerde kullanılan anlatım ve bir gerçeği verip hemen ardından bireysel başka bir gerçeği vermesi şairin okuru şaşırtma konusunda göstermiş olduğu ufak ancak sağlam bir başarıdır düşüncesindeyim.
‘yormuşsa geceleri öncü sevişmelerin artçı sarsıntıları, ya ben uykusuzumdur ya zaten fay kırıktır…’
Bence şiirin anlatım, okunuş ve akıcılık bakımından tek kusurlu yanı yukarıdaki bölümün son dizesinde kullanılmış olan ‘zaten’ sözcüğüdür. ‘ya… ya…’ bağlacı ile kullanılan ‘zaten’ sözcüğü okunuşa ve akıcılığa zarar veriyor gibi geldi. Şairime şöyle bir düşünce ile gelebilirim: ‘ya… ya da…’ bağlacını tercih edip ‘zaten’ sözcüğünü kullanmaya devam edecek veyahut ‘ya… ya…’ bağlacından vazgeçmeyip ‘zaten’ sözcüğü yerine okunuş, akıcılık ve hece ölçüsünü bozmayacak farklı bir sözcük arayışına girerek bence ortada var olan sorunu gidermek için çözüm üretecek.
Sevgili Yavuz Doğan, yukarıda bir benceyi paylaştığım ancak onun haricinde oldukça başarılı olan ve günün şiiri olmuş çalışmanızı tebrik ederim.
sormuşsa geceleri vakitsiz gidişlerin hüzün kırıntıları, ya aşk affedilmiştir ya ok, ya yay kırıktır…
nasıl bir yürek yaşırsınız ki ? hep kaleminiz mükemmeli yazar okurken insan utanır halinden sorgular kendini ikiye bölmez okuyucuyu birleştirir söyler misiniz ? nasıl bu kadar kusursuzdur bu kalem ? insan olmanın değerlerini yazar
yazan yüreğinize binlerce teşekkür Allah kaleminizdeki o nuru ve insanlığı almasın
... çöllere yağmur yağar; ıssız kalır sokaklar. ateş dumanı özler...devamıda yazılan bu dizeler kadar samimi ve güzel kokular yüklüdür öyle umuyorum..çok çok güzel bir anlatım olmuş.taştan ince kıvrımlı bir kaldırımı dahi ölümsüzleştirebiliyor şaiirler...zıtlık dolu şeyleri dahi birbirine özleten çekici kılan anlatımlar okumaya değerdir her zaman.. günün şiirinin yazarını tebrik ediyorum...sevgi ile...
“git” sözü karışmıştır sabahsız bir rüyaya. ve bir umutken hayat - ben küsmeden çok önce - gülüyorsa bir çocuk; ya köroğlu hiç yoktur ya deli tay kırıktır.
sormuşsa geceleri vakitsiz gidişlerin hüzün kırıntıları, ya aşk affedilmiştir ya ok, ya yay kırıktır… **************** HARİKA BİR ANLATIM.GÜNÜN ŞİİRİNİ VE ŞAİRİNİ KUTLUYORUM.. SAYGILARIMLA ŞİİR VE SEVGİYLE KALIN...
“git” sözü karışmıştır sabahsız bir rüyaya. ve bir umutken hayat - ben küsmeden çok önce - gülüyorsa bir çocuk; ya köroğlu hiç yoktur ya deli tay kırıktır.
sormuşsa geceleri vakitsiz gidişlerin hüzün kırıntıları, ya aşk affedilmiştir ya ok, ya yay kırıktır… ............................................... cesurdu ve güzel olan
“git” sözü karışmıştır sabahsız bir rüyaya. ve bir umutken hayat - ben küsmeden çok önce - gülüyorsa bir çocuk; ya köroğlu hiç yoktur ya deli tay kırıktır.
sormuşsa geceleri vakitsiz gidişlerin hüzün kırıntıları, ya aşk affedilmiştir ya ok, ya yay kırıktır…
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.