64
Yorum
95
Beğeni
5,0
Puan
2248
Okunma


Evvel zaman içinde kalbur saman dışında
Yıldızlarda sessiz bir nur olurdu eskiden.
Bir çift kumru beklerdi sokağın en başında
Gözlerinde mutlaka kur olurdu eskiden.
Şükretmeyi bilirdik rızkımız azaldıysa
Dört kişi bölüşürdük üç kişilik kaldıysa
Hele bir de masada bir garip yer aldıysa
Evimizin kapısı sur olurdu eskiden.
Ne boş hayal kurulur ne Hızır beklenirdi
Eksilenin üstüne yenisi eklenirdi
Ne kapı çarpılırdı ne evlat diklenirdi
Babanın tek bakışı “dur” olurdu eskiden.
Mahallede birinin canı yansa bilirdik
Kim kimin efkârına zor dayansa bilirdik
Kim ertesi sabaha tok uyansa bilirdik
Komşunun aç kalması zor olurdu eskiden.
Kaldırımın üstünde, boyacı sandığında
Fırçalar bir sohbete gelip dayandığında
Üç yıl önce göç etmiş bir dostu andığında
Yüreğimiz sımsıcak kor olurdu eskiden.
Yani sevip üzülen, yanılan dostlarımız
Hep burada kalacak sanılan dostlarımız
Her masada hasretle anılan dostlarımız
Olmadığı yerde de var olurdu eskiden.
Oysa şimdi gidenin dünü yok yarın eksik
Yaşadığın an tamam güne yararın eksik
Ocakta harın eksik Mart’ta baharın eksik
Böyle hayat bedene dar olurdu eskiden.
Hasılı, okyanusta yaşayıp nehir yazmak
Gökyüzüne sahipken küçük bir şehir yazmak
Kalemini doğrultup böyle bir şiir yazmak
Şairine çok büyük ar olurdu eskiden.
5.0
98% (43)
3.0
2% (1)