Bak birader, önce aşkı doğan en kızıl şafağa
İlmek ilmek işleyecek tığı konuşmamız lazım.
Sonra umudu haykırıp karartılmış her sokağa
Yuvarlanıp çoğalacak çığı konuşmamız lazım.

Memleketse muradımız tek meselemiz vatansa
Kırk yalanın arkasına kırk yalan daha katansa
Toprağını denizini üç beş kuruşa satansa
Derinlere yelken açıp sığı konuşmamız lazım.

Bak birader, ülke bitti; bitti iki gözüm bitti
Yirmi yıldır aynı şarkı, sorun eski çözüm bitti
Arpa bitti şeker bitti incir bitti üzüm bitti
Artık bağbanı bırakıp bağı konuşmamız lazım.

Takvim dünde takıldıysa hükmü yoksa geleceğin
Bu kadarına razıysan buysa görüp göreceğin
Bin yıl önce yuva yapmış büyük kara örümceğin
Zihinlere bıraktığı ağı konuşmamız lazım.

Bak birader, hep sustunuz kan kaybediyorken vatan
Hep sustunuz millet açken mutluyken üç beş şarlatan
Şimdi sizin mebusların bıyıklarını parlatan
Hacı dede yadigârı yağı konuşmamız lazım.

"Kimse halka tüm hesabı yüklemesin" dedi diye
"Her vergiye başka vergi eklemesin" dedi diye
"Herkes eşit, kimse minnet beklemesin" dedi diye
Solu çok gömdük biraz da sağı konuşmamız lazım.

Bak birader, konuşacak çok fazla şey kaldı ama
Bize bizden uzak olan bizi bizden aldı ama
Birileri ömrümüzden birkaç ömür çaldı ama
Bizim artık dünü değil çağı konuşmamız lazım.

Cümlesi boyundan uzun heybeti para etmeyen
Dev aynasından ötede kimseye gücü yetmeyen
Üstüne güneş doğmayan gölgesinde ot bitmeyen
Başında duman tütmeyen dağı konuşmamız lazım.