8
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
1089
Okunma

.
.
.
.
.
.
her şey geldi ve geçti
geçmişin ve gelecek zamanların
yaşandığı ve bittiği yerdeyim
şu an ...
hepsinin kısa bir özeti
.
.
.
.
.
...
...
uzun yıllardan sonra
kalın bir toz tabakası kaplamış masamın üzerinde
kimbilir ne zaman düşmüştü
eskimiş kum saatinde kalan son kum tanesi de
örümcek ağlarından görünmez olmuş artık
duvar saatinin akrebi yelkovanı
zaman durmuş mudur
kimbilir ne zaman idi olay anı
yoksa bitmiş midir olanı biteni
gerçekten bilmiyorum
tüm bildiğim
itiraf etmeliyim ki
şimdi ,
zamansız bir boyuttayım
nasıl ve nereden geldiğini bilemediğim
ölgün bir mumun duvarları yalayan alevi
ve duvara yansıyan siluetler
kimlere aıt idi hiç bilemediğim
inanılmaz bir hızla akıp giden yaşam hikayeleri
bir tek an’dayım su an biliyorum
oysa,
sonsuz bir zaman döngüsü yansımakta duvarlara
kendimi arıyorum çaresizce
ellerimle yokluyorum bedenimi
bir duman gibi kayboluyor ellerim bedenimin içinde
bir hayalden farksızım kendim için
var olmalıyım diye düşünmeden edemiyorum
ama nasıl !
böylesi zamansız ve yabancı bir boyutta ...
gülün dikeni olmalı
sevda’da ayrılıklar
belki yalan dostluklar da
arkamdan hançerleyen sevdiklerim de
yokluğun derinliklerinde kaybolmuş sanırım tüm yaşanmışlıklar
sonra duvarlarda akıp giden görüntülerin içine çekiliyorum
bir anda başlayıp biten
sonsuz sayıda yaşamların içindeyim
başı sonu olmayan bir sonsuz döngü bu
neden sonra
hepsinin de şu an’ın içinde olduğunu anlıyorum
mumun zayıf ışığı da giderek sönüyor
zifiri bir karanlık
ve sonrasında
göz kamaştıran muhteşem güzellikte bir ışığın aydınlığı
karanlığın bittiği yerdeyim
ya da aydınlığın
bilmiyorum ...
su an ...
hepsinin kısa bir özeti ...
.
.
.
.
.
.
.
...
...
Mert Yığıtcan
28 nisan 2020 / istanbul