2
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
708
Okunma
Kör bir kuşun gagasına düşüyordu sessizlik
Küçük patiklerine basmayan bebeğin beşiğinden dökülüyordu nazarlık boncuklar
Bir ah çekeyiyordu kapı tokmağına nasırlı elleriyle uzanan kadın
Kaldırımın soğuk taşına yüzüne dayayıp uyuklayan kedinin ölüm sessizliğine hafiften çöküyordu karanlık
Ceviz ağacından dökülen yapraklardan kızan mahalle çöpçüsüsünün tüm kızgınlığına rağmen cevizlerin olgunlaşmasını bekleyen çocukların sevinçleri duruyordu bahçede
Nane kokusuyla kendinden geçmiş pazarcı kadının şalvarına telaşlı ayakları eşlik ediyordu
Vardiyeli işçilerin çocuklarıyla yapamadıkları akşam sefası hayaller bir sonraki belirsiz güne bırakıyordu kendini
Kapılar sürgüleniyordu gecenin bir vakti
Ölümün uykuyla eş değer oldu anlarda
Ay gölgesini uzatıyordu ruhun yamacına
Ve hep nedensizce gecenin bir vaktine inen ayın gölgesine sevişme sahneleri eşlik ediyordu ve
Büyü bozuluyordu dört duvarın ardında
Çıplaklığını örtmen tüm günahlar
Lirik bir şiir gibi çarmıha geriliyordu
Bir öksürük gibi düşüyordu zaman dalından
Mahalle bekçisi ayak seslerine karışan karanlığı yarıp ilerliyordu
Ben onu izliyordum
O da beni...
5.0
100% (6)