1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
618
Okunma
Doluya tutulmuş badem ağacına yaşanıyordu gece
Yalnızlığın tülbendinde aralamış şehrin işiklarına gölgeler düşüyordu
Yabani bir ördeğin çığlığı kopuyordu nehrin kıyısında
Sarhoş bir köpeğin arzusuna yenik düşmüş hüznün perdesine kör ebe oynatılıyordu
Hızlıca içeri giriyorumdum ve bir üşüme nöbetine tutuyordu ruhumu
Çıngıraklı bir yılan oluyordu adete kapının menteşesi
Rüzgarın soğuk şehvetine gıcırdamayla karşılık veriyordu menteşeler
Ay çıldırmıştı adeta
gecenin bakir yalnızlığına kanat açan bulutlara inat
Göğün efendisine kandiller yakıyordu
Kuşların cıvıltısı eksik kalıyordu dallarda ve kuşlar bir bir ölüyordu baharda
Dolu vardı bu gece!
Sokağın karanlık yüzüne sürüyordum hislerimi
Örtünen perdenin ardında bir çift göz gibiydim
Bir ağrıya kapatıyordum şimdi gözlerimi
Ve şimdisi eksik bir dün gibi
Yüzümü örtüyorumdum geceye...
5.0
100% (3)