1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
631
Okunma
zaafları vardı adem-i beşerin
ahmakça cesareti esarete dönüştüren içgüdüleri ..
sevişme ütopyasında kavrulmuş / şaşar-ı nefsi
karşı koyamadığı bakir düşüncelerle /
bir hiç uğruna piç olan zamanları
akla ziyan aşka tahsil edilmiş yılları vardı..
zaafları vardı içgüdüsel
köprüleri var adım atmaya korkulan
ıssızca çalkalanan sisli ormanlar önünde
bozkırlar ötesinde yaylalar çağırıyor
ama korkular tecavüzde sinsice..
ne köprüye adım atmaya hali var nede ormanı geçmeye..
zaafları vardı kayba sebep alışkanlıkları
ahmakça bağlandıkları körü körüne
mesela ..alıştı ya kenar mahalle fakirliğine
ne haddine çıkmaya cesaret etmek
aşık olmak da keza öyle
yaşamak sandı hayatı alışınca sevdiğine teslime..
sahip oldukları isteklermi /
yoksa hayatmı verdi teselli niyetine
mecburi sığınaklar meçhule giden gemi mahzeni
rüzgar savursa nereye yolculuk oraya
ne gerek bilmeye yada dümene geçmeye..
götürsün gittiği yere..
batmadığı sürece..vardır elbet bir liman ..
dercesine kabullenişleri vardı..
zaafları vardı insanoğlunun
sarı öküz misali öne iten dostlar da haklıydı
hırsları uğruna ezip geçende..
ve cahilce öteleyenlerde..
hep ben bilirim diyeni..
sadece soluk almayı hayat sananıda..
boşverip sallayanı ..
maziye dönüp baktığında /
son dakka golu atma çabasında olanıda ölüm yaklaştığında..
akla ziyandı belki..
ama içgüdüseldi hepsi..
zincirlerin....
lakin et ete değmeliydi.. etten kemiktendi zincirler..
taaki yorulunca bedenler..beyne özgürlük verdiler..
velhasıl.. çok geciktiler...
5.0
100% (4)