1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
914
Okunma
Düşler sokağına düşer yaşlarımız
Halbu ki; düşler bu şehre çok uzaktı
~Düş~ mek içinde geçiyordu düş kelimelerimiz
Gayrı başka anlamı yoktu lugatlarımızda...
Çatlamaya koşan at sırtında
İntihar edecek olan
Değildir Azrail’den başkası
Gereksiz yere alınan canlardan usanarak...
Uzat ellerini;
Odanı yansıtmaya çalışan bulutların içine
Aç kollarını sağlamca
Sıkı tut kendini
Belki de; tutarsın gökyüzünü yararak
Yeryüzüne düşecek Azrail’i...
Gel düş şimdi yüreğime
Kanasın dizlerin,
Kan girmezse tırnak uçlarına
Yaşamamışsındır “düş”leri..
O zaman ne kadar istesende
Göremezsin Azrail’in düşüşünü..