1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
797
Okunma

Başyapıtın soykırımı
Gömüler arasında bi yerde
Mantarlar yanında
Pas tutmuş geçitlerin içinden
Büyü tütsüleriyle
Yanıp sönenlere sinyal çekip
Giz düşüncelere dalar...
Sıcak gecelerin
Yıldız tozlarıyla,
Enginliklere
yahut
Derin bir mavilik yazar bu hikaye...
Dört bir yanına set gerilmiş
Sert krallıklardan uzakta
Ağır yalnızlıklar ortası
Kaçamak ormanlarında
Işık süzmelerinden
Ateş böcekleri...
İzi bir rüzgarla silinen
Kaybettiren benliğini
Dalga gelgitlerinde
Sonsuza
Ya resti çeken
Ya çekip gitmeyi hiç beceremeyenlere anlatılır!
Ellerinle aralamalısın bu sırrı
Hadi durma dokun!
Tuzak duvarların içli seslerine
Yaklaş ki adım adım
Sana bir dinleti peşindedir
Yosunlu kayalıklarında
Tüm tarih
Tüm soy!
Soyadın
Kapıların ardında
Seni anlatan bir bölgeye
İpuçlarıyla vardırır
Takar çelmesini bazen
Çamur kaplı yolları
"Önce sabret" der
Yaşam yükünü
Bedeliyle ödemiş
Sarmaşıklarından kolları
"Dikenleri mi bile elletmem
Çabalamadan olmaz
Kirlenmek güzeldir...
Lakin sen çok toysun çocuk
Bi an önce dön geri!"
Ağlama sakın
Unutulur teziylen
Karanlık gecelerde
Kırık nefesinde
Meşaleni söndürme aman!
Bütün umutlarından bir avuç
Kozalarından çıkmayı bekledi onca sene
Ramak kalır varmaya
Uçmaya alışır kayıp varlığın
Mücadeleye devam!
Büyür yollarında
Çelimsiz ne varsa
Kolun, başın, anlamın...
Çekilir damarlarından bir köşeye
Sabret! diye fısıldanır
Sahiplenen ananın kuçağına...
Bir şekil seninde
Mevsimlerin sonunda,
Alacalı kanatlarından kaderin
Koca çınarın bir yaprağıyla
Yeni fidelerin varoluşu adına
Toprağa karışır
.
5.0
100% (7)