14
Yorum
56
Beğeni
5,0
Puan
1844
Okunma

Burada açlıktan geberen insanlar var
Müjdeler olsun size
Rüzgarı alıp yanınıza
Beyninize saplanan zehirli otları koklayın
Olsun iyidir!
Çıkıp yüksek kayanın üstüne
Beklemeye koyulun. Biraz mantık varsa
Alın hızınızı çıkın daha bir yükseğe
Cinler gibi bağırın
Yaşasın efendimiz, efendimiz çok yaşayın
Gözümüzün içine mükemmel bakıyorsun.
Hayat hep böyle
Her gün siz uyandığınızda
Çoktan karanlık basmıştı bizim evleri
Bizim evlerin metruk avluları
Salgın hastalığı
Hayal kırıklıkları ve kör gözlü kedileri vardı
Acilen yemek ve ısınmak lazımdı
Siz duvarları ördünüz
Büyük sarayların korunaklı çitleri vardı Olsun!
Yaşatacak kadar makarnalarınız
Bir türlü tutuşmayan kömür takvimleriniz vardı
Birkaçparçalık karton kutularınız
Ve oy’malı altın bıçaklarını vardı
Kilolar kadar et doldurup taşıdığınız kasalarınız vardı
Hiç görülmeyen ölü bebekler de vardı
Dımdızlak soğuk boş kilerli odalar.
İnsan!
Kim yaraya parmak basarsa
Çalı arkalarında hep beklentiler vardı
Hep geceleri soğuk
Ve puslu havayı seven kurtlarınız vardı
Musmutlu ve başı dönük tetikçiler
Olsundu!
Bizim annelerimiz pencere pervazı
Hep karı seyre dalardı
Açlık hiç bitmezdi lakin kar biterdi
Sokak lambasının ışığı sönük
Hiç sönmezdi annemizin açlığı
Üzerinde bir ağırlık
Uzanırdı örtüsü eski kanepe kenarına
Kar yine yağardı
Yine uyanırdı annemiz
Bakıp ağlardı kömür kamyonlarına
Dipler karanlık ve soğuk
Hep karanlık ve soğuktu annemizin elleri
Bir de gurur vardı ki
Hep yoksunluk ve ölüm kokardı.
5.0
100% (28)