2
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1134
Okunma

’Soğuk ellerin,kırık bir
kaleme sıkıca sarılan parmak
uçlarından yazılacağız kadere;
ve adlarımız visale hasret ,
hüzün olarak okunacak daima .’’
Sanki kocaman aşkı yaşayan biz değildik.
Yazdığımız şiirler bile,
bir bir göç ediyorlar seslerimizden.
Sen şimdi bu kentin bana
çıkmayan yollarında,
yeni sevdalara yürürken ,
ben ise her saat,
seni yeniden yitirmenin
köşe başlarında buluyorum kendimi.
İrkilip uyanırsan apansız uykularından,
kulakların vakitsiz çınlarsa,
bil ki her gece sebebi sen,
bir yüreğin cinayetinde
buluyorum parmak izlerimi.
Vuslat avuçlarımda b/eklettiğim dua iken
aldırma git sen!
gülüşün değsin başka yüzlere;
Acıma!
Merhamet sana göre değil ,
tekrar tekrar öldür beni
aynı yerlerimden...
Yokluğundan örülmüş hüzünler d/okunuyor,
gün görmemiş şafaklarda
gizlenmiş g/özlerime.
ruhum yağmalandı,
senden ayrı k/ayıp mevsimlerde,
didelerimden avaz avaz özlem
döküldü kırık düşlerime.
Sevda burçlarımda ki
son sancağım da artık yerlerde.
Aslında biliyor musun?
zihnim neşter yarası misali
durmadan seni zonklamasa?
belki bende kurtulacağım
bu asr-ı sızıdan..
Baktığım her yerdesin.
Yapamıyorum unutamıyorum seni.
Keşke bu kadar inanmasaydım sana,
tamda aşkı buldum dediğim anda,
yanıldım zamandan, vuruldum vedadan.
Şimdilerde nasılsın suali canımı acıtır!
Peki sen nasılsın ?
Fecr vakitlerinde, yorgun bakışların ,
benim gibi özlemlere sığınıyor mu ?
Neyse;
Dilimde dikiş tutturamadığım
yamalı sevda sözcüklerim.
Suskular kuşandım tümcelerime!
Ve artık kendimi uğurluyorum
aşka sarmalı cümlelerden.
meğer sevda şiirlerde
Yazılıp çizildiği gibi değilmiş !
Anladım ki; asla gitmem denilen
yerde başlarmış gitmeler.
gidenler kesermiş kalanların cezasını.
ve sayende hatırladım.
kaybetme korkularımı,
haziran üşümeleri mi,
hüzün nöbetleri mi,
dahası,bana emanet ettiğin gönül sızımı.
merhaba benim vefalı sessizliğim,
aşk bize fazla geldi kadim dostum.
ah zifiri geceleri benimle tamamlayanım,
Ses çıkarmadan benimle ağlayanım.
sarıl bana kaderime yoldaş yalnızlığım.
Sevgili !
günün birinde ,
yüreğin seni buraya getirecek.
Yığıntılar arasında kalmış aşk
kırıntılarını avucuna alacaksın,
Gözlerin nemlenecek,
kimsesizliğin sağanak sağanak
hüzün yağdıracak kirpiklerine .
sesin titreyecek;
bağıra bağıra susacaksın.
yüzünde ah’ımın izleri yanacak.
pişmanlığın körükleyecek vicdanını,
özleyecek, çaresizce özledim diyeceksin.
Ama ne fayda ;
Beni öldürdüğün yerde
bir daha asla bulamayacaksın!
Fırat YETİŞ
5.0
100% (5)