sahildeyim
bir yalı rıhtımında
her taraf alev içinde
parıl parıl

gönlümden çok şeyler geçiyor
sıcak soluklar alıyor göğüs
elest bezminden zuhur ediyor ruh
hasılı benden

susuyorum
sesim kısılıyor
nutkum tutuluyor


arş-ı semada bir yol bulmuş dolunay
çekip gidiyor sonsuzluğa
önünde diz çöküyor ruy-i zemin
üstüme savuruyor gümüş parıltılarını

ilk kez seyrediyorum
geceyle benim arama giren karanlığın gölgesini
adımları yalpalanan ışığın rengini
aksı vuruyor
ebruli desenler dağılıyor etrafa

tükenmez hasletle kavuşmakta yakamoz ışıltıları
kıvılcımlar saçarak oynaşıyorlar
evlerin alev rengi camlarında
ne delice sevdalar yaşıyorlar kim bilir

leylimin gözyaşlarından
sıcak buğular yükseliyor göğe
kopan her ateş uğultusu
sükut mağarasında sır olup kayboluyor



boğazın çevresinde dönüp dolaşıyor şimşekler
zarı zarı kendi acizliğine ağlıyorlar
yumuyorum gözlerimi
görülmemüş kısacık bir rüya gibi
tahayyül ediyorum
şehrin icat ettiği pastel kızıllığını

başımdan hafif bir rüzgar geçiyor
kah dürülüp bükülüyor
kah ıstırap çekiyor
esintinin sesini dinliyorum
yol yorgunu dalgaların gölgesinde
gecenin kollarında titriyor tenim
zincire bağlanmış tutsaklar gibi

çıkarken merdivenlerden
uçsuz bucaksız bir alemin içine düşüyorum
saat sıfır birin boşluğundan
bir zerrem mest olup yücelere çıkmakta
bir zerrem kahrından baş aşağı yuvarlanmakta

mahmurlaşıyor gece
biraz deniz aksi serilmekte ayaklarımın altına
başımın üstünde akasya ağaçları
bir ark açılıyor sözden soluktan
sesten -harften şekiller peydahlanıyor
şah damarını öpüyorlar zühre yıldızının

bir nahoşluk var içimde
zühalin katmanları benim tasamla erimede
kaffesi tenime musallat olmuş
artık saate bakmıyorum
mazinin tüllerini daha sıkı kapatıp
derin bir susku çekiyorum geceye

halas olmak vakti
sırrıma ferman olacak
derdime derman olacak
bütün yıldızları kaçıp gidiyor semanın


uçsuz bucaksız bir ummanın duru sularındayım
orada bekliyor kimsesiz ümitlerim
garip bir ünsiyet hali hayat
zahit hisler kaplamış etrafı
vuslat üstüne perdeler çekilmiş
nakıs hayallerle doluyum
içimde onlarca eşkal dolaşıyor bu gece


sinemde birikiyor kıvrım kıvrım rüzgarın çığlığı
ardınca kaç duygu kavuşuyor eceline
beti benzi solmuş
gök kapıları kapanıyor tek tek
mühürleniyor zaman


redfer