5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1424
Okunma
Yıktığım sarayların viranesin de, oturdum ağlıyorum
Yağmur yağıyor durmadan ıslandıkça çürüyorum
İğde ve çam kokusunun telaşına düşmüşken
Nefes almaya korkuyor, offf çekmeye utanıyorum.
Hangi liman barındırır suya küfreden gemiyi
Hangi bahçe büyütür toprağına küs çiçeği
Gidecek yeri kalmayana yollar ne yapsın
Yürümeye mecalim yok gözümde yolculuklar.
Bir basamak daha çıktım böyle sessiz törensiz
Arşa doğru yükseliyor acının merdiveni
Düşsem yerle temasım belki yıllar sürecek
Tırmanışım heybetinden hiçbir şey kaybetmiyor.
Meylim tükendi artık bu dünya nimetine
Açlığım susuzluğum merhabandan ibaret
Gel demeye yüzüm olsa bir an bile zayi etmem
Elimden gelen beklemek ömrümü harcıyorum.
Sabrımı zehirliyor bu matem yalnızlığım
Hasrete çivilendim zaman çekiçleniyor
Yangınını çoğaltıyor sükûneti insanın
Külümle yüzleştikçe yeniden yanıyorum.
Yalnızlık viran ömrümde kırılmanın sesidir
Kaybımı gaipler de arayıp duruyorum
Beklediğim sen değilsin iyi haberin
Kabul eyle çekeceğin her acıya talibim.
Mıhlanıp kaldım geceye akıp gitmez karanlık
Oysa akreple yelkovan kaçıncı sevişmede
Ne bir af bekliyorum ne de bir fedakârlık
İyiyim desen bana dağılır karanlığım...
Barış Çelimli