Çirkin ve zarafetten yoksun bazı kadınlar, gerektiği gibi övmesini bildiklerinden, ömür boyunca sevilmişlerdir. andre mauroıs
Oğuz Can Hayali
Oğuz Can Hayali

TREN MÜZESİ (*)

Yorum

TREN MÜZESİ (*)

( 1 kişi )

1

Yorum

2

Beğeni

5,0

Puan

889

Okunma

TREN MÜZESİ (*)

2015 yılında Haydarpaşa Gar’nın otel olma tehlikesine karşı 10 adet uzun HAYDARPAŞA GAR OTELİ ŞİİRKAYELERİ yazmıştım. Güncel olarak Haydarpaşa Garı’nın ek binaları, boş alanları, atıl depoları yeniden tehlike altına girdiğinden, bu tarihi mirasa sahip çıkmak amacıyla "Dava sona erene kadar" şiir yazmaya devam edeceğim.

Küçükken,
misafirlikteyken,
"Nesi Var" oyunu oynardık,
herhangi birşey tutardık,
ve birbirimize sorardık.

Mesela Patlıcan;
"Nesi var?"
"Yazın çıkar."
"Ya şekli?"
"Yuvarlak, uzunca gövdesi
mos-mor’dur rengi."
"Yenir mi?"
Musakkası-dolması,
birde İmam Bayıldı’sı."
"Bildim! Patlıcan?
"Patlasın senin kocan!"

Mesela ben bu sefer
"Diploma" yı tuttum;
"Nesi var Kara Zurna?"
Diye siz sorun yeter;
"Fotokopisi."
"Daha nesi?"
"Noterden tastiklisi."
"Ya rengi?"
"Nerden bileyim, aslını görmedim ki!
Bldiğimiz diploma,
aslı ortada yok ama."
"Aşkolsun!"
"Aç koynuna kuş konsun!"
O günler ne güzeldi!
birden-bire böyle aklıma nerden geldi?

Konumuz aslında;
Dünün Haydarpaşa Ana Gar’ı,
bugünün İstanbul Kültür ve Sanayi fuarı.
Rüya ise aynı rüya;
garın arkadaki boş alan ve atıl hangarlarda;

"Tren Müzesi, Çamlık.
Dur hele Kara Zurna,
sen hepten sapıttın artık!
Bre Haydarpaşa burası,
Selçuk;
İzmir-Aydın Karayolu arası!
Bu Selçuk Tarihi Tren Müzesi
de neyin nesi?

Açıklayayım Mir’im;
Çamlık, Selçuk’tadır bilirim.
Kimileri oraya "Şimendüfer Mezarlığı" da der,
gitmediyseniz eğer
gidin,
görmeye değer.
Olmazsa; Dijital gezin,
tıklayın İnternet’ti,
selamı ola bendenizin.
Yada sizde
Haydarpaşa’daymış gibi
hayal edin böyle, işte!

Girişte;
bizi karnı şişman-yuvar,
paslı ve hantal
Kara Tiren karşılar .
-eski bir lokomatif yani-
İster çık-içine gir,
ister kol-dümen oyna döndür,
ister giy kasketi, Makinist ol-güldür
ister fotoğraf çek-çektir,
istersen çal çan;
"Dan diki dan-dan"
Şimendüfer ardı kömür deposu.
sonra nostaljik yemek salonu,
arkasında ikinci mevki kompartıman,
sonrada birinci mevki lüks-kodaman.

Önde-yerde
çay-kahve bahçesinde,
oturmuş ziyaretçiler seyrediyor bir oyunu.
Oyunun Adı; Mini Katar,
Katar’ın adı;" Vatan"
Makinisti; Teknisyen Hasan Karabasan..

Avusturya’da
bu makinist Hasan
ihtisasta iken Viyana’da
bu Mini Katar’ı görmüş,
fotoğrafını çekmiş, gece-gündüz düşünmüş,
planlarını alıp-çizmiş;
"Çocuksa-çocuk, bizde de var,
Tren Garı, Eğlence Parkı, Fuar,
nice mutlu insanlar.

Bizde olmayanı sadece
bu oturaklı katar,
bu arkalıksız tabure,
bu dört-teker atlı karıncalar,
bu döne-dolana giden dolap,
bu üstüne oturulan tahta at,
ne güzel şey bu Yarap!"
demiş,
gelmiş, yapmış
bir-e-bir aynısını
paydos- hafta sonu, tatilde
Cer Atölyesi’nde.
Vay Anasını!

O, dizleri çekik karnında,
binmiş Mini Katar’ın sırtına,
uzun bacakları iki yanda
gaz-fren pedalında Beykoz ayakkabısı,
üstünde koyu mavi yerli Karamülsel uniforma,
general’in aynısı.
Kasket desen yeni.
kısa-kesik siperli.
alnı Tiren-Yolu amblemli.
Boynunda; Kravat, beyaz kolalı yaka,
Makiniste bir caka-Makinistte bir hava
kabarmış-çatlayacak,
Barboros Hayrettin sanki ,
kasıldım-patlayacak.

Önü ocak , kömür atıyor,
kazanı kaynatıyor,
-düdüklü tencere gibi-
İslim sığmıyor kaba,
itiyor pistonu, piston yükleniyor çarklara,
geliyor tekere kadar,
gidiyor çuf-çuf’laya
böylece Mini Katar.

"Sıkı durun çocuklar,
eler önde, basamak üstü bacaklar!"
diye tembihledikten sonra,
nohutlu-plastik düdüğünü öttürüyor,
"Vatan" hamle yapıyor öne-geri-sallana,
makinistin bacakları pisikletteki gibi iki yanlı
pedal yerine tepiyor tabanı
ileri itiyor Mini Katar’ı
çocuklar alkışlayıp-gülüyor
sevinçten mi neden,
fıkırdıyor tiren."

Bu şiirde böyle bitti işte,
gelecek hikayede;
"Hangar ve Cer Atölyesi" ’ni gezeceğiz.
Simdi ise,
sadece;
"Gün gelecek!" diyeceğiz,
herşeyin çok güzel olacağı bir zamanda;
İstanbul’da,
burada Haydarpaşa Kültür ve Sanayi Fuar’da
Hayvanat Bahçesi’ni de göreceğiz.
Balıklar akvaryumda,
Botanik bitkinin 1001 çeşidi
cam altı sera’larda
-görmedik-bilmediklerimiz yani-
daha neler neler?
Yalnızca
hayal-umut ve azmetmek yeter!"
der,
şiirde burada biter.

(*) Yana yatık/içeri dizeler HAYDARPAŞA GAR OTELİ ŞİİRKAYELERİ’nden alınmıştır.


Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Tren müzesi (*) Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Tren müzesi (*) şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
TREN MÜZESİ (*) şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
mutluluk mavi çocuk
mutluluk mavi çocuk, @mutluluk-mavi-cocuk
2.11.2019 01:11:45
Tarzını sevdim, şiirin konusunuda elbette saygı ile...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL