çıkmaz sokaklara düşen yolların düşkünleriydik biz
unutmuştuk renklerini gökkuşağının
insanlığı kusan yaralı iklimlerdi
lanetlenmiş yağmurlar yağdı üstümüze
gökyüzü kızıla boyanmıştı sanki
kendini yaralayışlarda insan güneşi göremeyecekti artık
bin yıllar geçse de üzerinden
kör edilen gözlerin ahmaklığı yapıştı üzerimize


nesiller
her dilde aynı tercümeyi okumuştu yüz yıllarca
lügat aynıydı oysa
ve yazanı belli batasıca bir hikayeydi
ezberlendi
tekrar tekrar yazıldı dağlara taşlara
insanın has düşmanıydı kendi özü
yılan derisi giyinmişti bir kısım şer odakları
oysa kuzu saflığında görünürdü
insan bile denemezdi aslında da
kimin ne olduğunu bilemezdin
anlaşılması zordu
her şeyin çıkış noktası iğne deliğinden bile geçirilebilirdi
yalanın bin bir türlüsü
devşirilmiş sahtekarlık üzerine yaşam hikayeleri
ve üzerine yazılmış senaryolardan ibaretti

sonuçta,
bir kısım insanlığın ölmesi gerekiyordu
yok edilmeliydi insanlık
kendi insanlığının çukurunda
cennetin kapıları sonuna kadar açılmıştı hesapta
kapalı kapılar ardında eğitilmiş birileri
egemen emperyalizmin güçlü tanrılarının sevgili kullarıydı
her surette cennete gidecekti onlar
kısa yoldan ahret garantileri verildi
önceden kurgulanmış
gizleri çözülemeyen çıkmaz sokaklarda kaybolan
yalan ve riya edebiyatının sahtekar öğretileri
maksadı bilinmeyen kitapsızlıkların hapı olarak üretildi

yaşlı dünyanın yoksul coğrafyalarında
sürüldü piyasalara
ve ordular kuruldu muhtelif coğrafyalardan
yaşı da başı da aynı huşuyla kesebilen ordular
yoksul
ve sefil coğrafyaların kaderi çiziliyordu
planları gereği, çıkış noktası bırakılmamalıydı
tüm yolları çıkmaz sokağa dönüştürüldü kentlerin


çıkmaz sokaklara düşen yolların düşkünleriydik biz
unutmuştuk renklerini gökkuşağının
insanlığı kusan yaralı iklimlerdi
kör edilen gözlerin ahmaklığı yapıştı üzerimize
kazısan da çıkmaz

yeni bir hikaye yazmalı şimdi azizim
insanlığı kucaklayan yeni yollar açmalı
her biri bir diğerindeki saklı mutluluklara bağlanan yollar
işimiz çok
kolları sıvamak gerek
insan ve sevginin kitabını yeniden yazmalı
ve ellerini birleştirmeli insanlığın …

.

.

.

.

Mert Yiğitcan
27 ekim 2019 / istanbul