3
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
1619
Okunma

/ Aşağıdaki dizeleri, dileyen insanlar serbest şiir, dileyen insanlarımızda serbest düz yazı olarak kabul edebilir, okuyabilirler elbet... Hepsine de büyük saygım olur... Öz önemlidir bende ; biçim değil ... Bireysel gelişimler için mesajları alabilmek gerekir . Özü yakalamak kolay değildir... /
...
...
ışığını karanlığa teslim ettiğinde
çapsız ruhların köle genleri
dipsiz bir kuyunun ıslak duvarlarında yazdı
muhtemelen,
beyinsel acziyetlerin darağacına asılmış şiirlerini
ya da resimler çizdi ilahlarını anlatan
diz çöktüren bir genetiğin kolaycılığında
açtı ellerini , isteklerini sıraladı
hiç birisini ıskalanmamalı
azami dikkati göstermek gerekti
bireysel arzular ve ihtiyaçları giderilmeliydi sonuçta
tanrılar bunun için var idi
yeterince huşu içerisinde
ağlayışlar gerekliydi şimdi
yalvarışların çığlıkları kendince ulaştı arş-ı ala’ya
çok çok derinlerde kalmaya mahkum
karanlıkların dibinde
kendince kendine ağıt yakan
gözlerinden akıttığı yaşlar
erişiyordu
muhtemelen,
hiçbir ışık göremese de sema’ya
sistemi ve edindiği prensipleri gereği
bunlar olan şeyler idi
sayısız tanrılar geldi geçti onun dünyalarından
kimisi güneş
kimisi ay
kimisi gök tanrı idi
sonraları firavun dönemleri
coğrafyaların güçlü insanları
tanrısal güçleri var idi
böyle inanmak ise elzemdi bireysel genetiklerde
biz babamızdan böyle gördük dedi önce
sonra,
firavunları tanrı edindi kendine
güçlüydü tanrılar
ihtiyaçlarını karşılardı çapsız genetiklerin
işin aslı esası basitti
ki, bunu çoktan öğrenmişlerdi
köleler var idi
bir de tanrılar
bir de tanrıların yeryüzündeki gölgeleri
-yeryüzünde tanrının gölgesi benim- derdi onlar
-tanrı beni dinler duymaz asla sizi-
-sizler benden isterseniz iletirim- derdi tanrıya
yahu ne şeker adamdı o
bütün varlığını tüm mesaisini
canını ve dahi malını
toplumsal genetiğin ihtiyaçlarına seferber ederdi
öyle böyle deyip yuvarlanırken bağda bahçede
zaman durmaz akar giderdi
tanrıların kuralları
kanunları
prensipleri oluştu kendiliğinden
kölelik yaşamında beyin gerekmezdi
insana,
kas gücü yeterliydi tanrılar için
emirleri tanrısal ve ulu idi
ulu emirlere itaat gerekirdi
yoksa işini bitiriverirlerdi garibin
beyinler gelişmedi bu yüzden
muhtemelen,
genetik özürlere dönüştü zamanla
güçlü tanrılar güçlerini birleştirdiğinde
en güçlü tanrıları seçmek gerekti
işin en kolayı da bu oldu zaten
en çok vereni seçmek çocuk oyuncağı
yata yuvarlana geçti yine zaman
genetik kodlarına sahip çıkmış müzmin tanrıcı köleler için
yeni yeni tanrılar geliştirildi
firavunlar çok zeki insanlardı anlaşılan
para idi artık inanılması gereken
ve onlarda para ganimet gibiydi
eh pek çok ganimetlerden geliyordu zaten
iyi de,
kölelerde para yoktu
sıkıntı olmadı bu durum
madem ki ihtiyaçlarını karşılayacak olan para idi
sınırsız para kaynaklarına sahip
yeni yeni tanrılar edindiler
paranın dini imanı olmazdı zaten
şimdi güçlü ve zengin tanrılara imanın tam zamanıydı
muhtemelen,
en zengin ülkeler coğrafyalarının firavunları
en zengin gebeşleri seçilecekti özenle …
yeni yeni tanrılar geliştirilirken
kölelik genetiği korundu elbet
küçük görünüm değişikleri yaşansa da
olayın aslı esası,
verilen emri düşünmeden uygulayan
beyinsel aktiviteleri acze programlanmış
kolayca emir alabilen
akıl ve idrak yetenekleri dumura uğramış
ve
tanrılarına canı kanı pahasına itaatkar bireyler idi
şöyle bir baktığımızda,
krallar var
ki, tanrısal güçler atfedilmiş
bir de, kralcılar var
genel anlamda genetik kodları
köleliğin gelişiminde sınır tanımayan
doların yeşiline meftun
ya da,
euronun tüm renklerine baygın
illa ki ihtiyaçlarını karşılayacak tanrısal firavunlara
doğuştan gebe bırakılmış nesiller için
hayat ne güzel
tanrıları verdikçe veriyor onlara
bizimkisi züğürt tesellisi olsa da
-ibret- almak gerekiyor durumdan …
Mert Yiğitcan
26 ekim 2019 / istanbul