Efsuni bakışların, sarıyorken ruhumu
Çekilecek dert değil, senin sevda dediğin
Ben yıllar öncesinde, kaybetmişim ahumu
Yaşanacak yurt değil, senin sevda dediğin

Gönül de duygulanıp, sevmeye alışırken
Yasak iş yapar gibi, cananla buluşurken
Aşkın labirentinden, çıkmaya çalışırken
Yol gösteren kurt değil, senin sevda dediğin

Hani gazel düşer ya, hazan da ağaçlara
Alışırsın yaşarken, zamansız verkaçlara
Hele yaz mevsiminde, kar yağsa da saçlara
Bir kış ayı, mart değil, senin sevda dediğin

Isısını görmek zor, aşk denilen çerağın
Gurbetteyse sevgili, gideren yok merağın
Gazel düşen yapraktan, farkı kalmaz yüreğin
Firak kadar sert değil, senin sevda dediğin

Ne söylersen söyle boş, halden de anlamıyor
Başın alıp gidiyor, kimseyi tınlamıyor
Gönül dediğimiz şey, inan söz dinlemiyor
Yeterince mert değil, senin sevda dediğin

Sen sen ol her zaman, açık oyna kartını
Mantıklı bir hesap yap, bil eksini, artını
Rahat bir koltuk gibi, dayamak zor sırtını
Yaslanılan sırt değil, senin sevda dediğin

Söyle ey deli gönül, ne kazandın estinde
İyimi yaptın bilmem, ümidini kestinde
Lüzumsuz, şair-yazar, kartvizitin üstünde
Tanıtıcı kart değil, senin sevda dediğin

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ

ETEK YAZILARI
AHU: Ceylan, Gözleri çok güzel olan
ÇERAĞ: Işık lamba, kandil, mum
FİRAK: Ayrılık