0
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
503
Okunma
Benim Adım İda.
Yerim; Çanakkale Kaz Dağları Kirazlı ormanları;
Çaresizce çırpına-çırpına
ne kadar daha bağırsam,
"Yardım et bana!" diye çağırsam
seni,
anlarmısın beni?
"Anla, ()
gelmiyorlar artık işgalciler süngü-top-tüfek ve Tahta At’la!
Altlarında tank gibi
kamyon-buldozer-baga
kepçeliyorlar seni-tarihini,
işbirlikçilerle paylaşarak alıyorlar 18 Mart’ta kaybettiklerini
geri!
Bak!
Uğruna kan dökülen, can verilen bu şehit toprak,
terk ediliyor işgalcilere kazma-kürek-ruhsatla,
cevherin özü içme suyu ile yıkanıyor,
Arsen’le arıtılıp, altını alıp, geriye zehirli bir bulamaç kalıyor.
Bu geriye kalan,
torununun-torununa armağan!"
Üstüne birde caba;
Karaciğerdeki yara,
midedeki ceraat, yanma ve kusma,
barsaklarda kanama,
akciğer soluma hastalıkları,
kalp-damar tıkanıkları,
deri iltehapları;
"Lütfen anla artık olanı,
durdur geç olmadan bu katliamı-talanı!
Eğer anlayabilseydin beni,
utanırdın şimdi;
Havva ve Adem Peygamber’in çocuğu olduğundan,
memeliler ailesinin ’ çok oburla’r sınıfından,
kardeşimsin yani.
Hani
geçilmez idi Çanakkale
insan oğlu insan?"
Haydaaa!
Niçin anlatırsın bunları bana
Allah’ın belası,
şom ağızlı
Kara Zurna,
ha?
() Yana yatık/İtalik dizeler İDA’NIN ONURUNA 9 Şiirimden aynen alınmıştır.