12
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
684
Okunma

sular bir türlü aydınlanmıyor
toprak çekiliyor usuldan
duyumsanmayan bir iğne acısı
ellerimiz olması gereken yerde değil
ille yaşama at koşturur
bir iğne deliğinden seyretse de şiir
otura kalmıyorum içimde
ışığa yol alıyor su
kumunda kaynayan benim
kimseden ses çıkmayacak sanıyorum
en azından kendi depremini yaşıyor herkes
elinde kalem olan olmayan
gerçeği yalan kalemiyle nasıl boyarsınız
ne kadar üstünü karalarsanız karalayın
yaşayan birileri her zaman susmaz
dil bağlanamaz bir yerde
yürek acıyı kusar
düşerse sevgi penceresinden
yaşama ne zaman şaha kalkacak atlar
insanın gözdesi yine insan
kim bağlarsa bağlasın gözünü
bir yunus görünür yolun başında
çal der sazını insandan yana
şiir doğsun, ne zaman çıplak kalsa dağlar
yaralı koşmasın geyik
yaralı ağaçlara
altınla elinden kaymasın kaz dağları
sahi bir ağaç kaç altın eder
gelin görse istemez altın- askı
yolunmuş kaza dönmüş d’ağları
hücum eder görse dağın rengini
en derinlere inmiş saklı su
boğar kendini zehirleyeni önce
yeniden yeniden doğar
hiç bitmeyen umut gibi
ayıbını nasıl gizler
soyulmuş dağ!..
04. 08. 2019 / Nazik Gülünay