Eski bir fotoğrafta çürüdü gülüşlerim
Yüreğim parça parça
Müsebbibi özlemim
Tütünce mazi dudaklarımda
İnce bir hüzün göverdi dul bakışlarımda
Susuşlarım üşüdü
Vedaların kıyısında

Şimdi
Dağlı bir rüzgar söylüyor ardınca türkümüzü
Ergen eller harlıyor usulca közümüzü
Derviş gönüller Yusuf yüzlüler
Has bahçelerde çığırıyor sözümüzü
Ve yıllar eriyor tuz misali
Yollar uzadıkça uzuyor
Kan sızıyor bileklerde
Kin duruyor dileklerde
Biz büyüyoruz şiirlerde sözlerde

Kalmadı böyle içli seven
Pıtırak devrindeyiz
Mertmiş gülün eteğinde biten diken
Kapitalist sevdaların çok olur oyunu
Sevemezsin tövbe billah
Kirli bedenlerin huyunu suyunu

Bu duygusuz makine çağında
Sultan sarayına hünkar divanına tıkılmış
Namına türküler yakılmış
Divitler eskiten
Halihazırda
Asırlık mestane bir hikayeyiz
Zaman anlamaz bizi
Dünün adamını yakar kederimiz

Oysa şimdi biz
Gülün hasretinden küle dönsek de
2019’un Temmuzunda
Ojeli parmakların
Biryantinli saçların kabında
Şehvetli bir öpüş sahte bir seviş
Cılız bir sesleniş
Gökten düşen üç elma
Kim bilebilir
Belki de koca bir hiçiz