14
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
1357
Okunma

Mevsimin öğüdünü tuttum, Rabbim
Devasa aynalarda kenetli ellerime
Sihirli bir dokunuş ile evrildim hece hece
Maviye boyadım vardiyamı
Aşkın akıbeti düşerken satırlardan
Bin bir yeis ile acılarımı kundakladım,
Lades, demenin şerefine
Öykündüğüm halede durakladım.
Gecenin isine karışan terim kurumadan
Boz rengin tutsaklığında
Mimlenen ad’ımla nakşettim dinginliğe
Yersiz bir öfkeyi soluyan kalabalığa dönüp
İç çektim;
Kendimden düşendi
Kırıkların battığı yaramda
Açan güller kadar masum kalmayı dilediğim.
Bir ela düş altı üstü
Gözümden düşen incilerde rahmeti çektim içime
İçin için yanmanın meali mademki şiirlerde
Sakladığım öykümdü
Sola denk düşen acıları ısrarla döşedim kalbime.
Ne ölümdü gerçek olan
Ne de yaşam
Bir avuç nidayı saklı tutup
Dehlizlere çarpan sesimde
Kınımda da aşkın rehaveti
Çömeldiğim şiirlerde nükseden patavatsızlığım.
Yalnızlığımdı adam boyu;
Devasa yüreğimdi kalbura denk düşen
Hazin makamında mevsimin
Örüntü misali devindiğim şiirlerin de hikmeti
Kaynakçam varla yok arası yanıp sönen bir neşe
Gülmeyi unutan mevsimle söz birliği yaptım ansızın.
Seyrelen güne sererken muradımı
Aşka hicap yükleyen mısraları
Teptim elimin tersiyle yanlışlıkla kapımı çalan
Mutluluğu sehven yitirdim.
İnzivada yüreğin matemine çamur attılar
Kaybolan mevsimin yüzünde nemrut gölgeler
Divane yüreğin çeperine işlediğim
Sancılı bir günü içe içe susuzluğumu giderdiğim.
Maviden bozma çatısında boz düşlerin;
Siyah peçesinde ölümün
İz düşen garip benliğimin de miadı idi dolan
Bir aşkı tek geçti evren
Bir de suskunluğuma nazire eden öyküleri
Şiire yığdığım zannımca bir tabuydu
Rehavetin iz düştüğü bir Mayıs akşamı.
Bulutlara sığındım sakilce;
Sulak yüreklerde kuruyan çöl çiçeklerine
Sundum sevgimi, matemimi de gizlice yaşarken
Yüzü suyu hürmetine İlahi Adaletin
Yüreğimden boşalan incileri armağan ettim
Yetemediğim o evren
Sınırını çizdiğim bilumum gizem
Solmayı diledim Rabbimden
Sonlandırmadığım hüzün kadar sıradan bir eylem
İdi mabedimden taşan aşka ve yas’a binaen.
İklim… örtüksüz bir yakarış adeta aşkın ırmağı
Devasa lanetin göz bebeği nazara geldiğim her hükmü
Savsaklarken günbegün
Belki bir dürtü belki bir vazgeçiş
Armağanı Huda’nın,
Sanrı tuzağında hidayete erdiğim akmayan çeşmenin
Süresiz sessizliği…
Oysaki yakınım ölüme belki depreşen
Bir lades içimdeki sızıntı
Ansızın göğün ikiye b/ölündüğü
Ve şimdi kavuştum aşkın ıstırabına…
Öykündüğüm gönül rotam
İçimde engin sevdam
Gönülsüz bir vazgeçiş değil benimki…
Şimdi palas pandıras yüklendim özlemi
Birikintisi hazan yüklü bir öğreti
Kavuşmaz kollarım
Azapta yine bir araya gelmeyen şehrin iki yakası.
Raptiyelediğim bir günün de minvali
Sevgiden yana elbet yok derdim
Aşkı muhabbet ehli bir durak s/andım
Demenin mi meali o imkânsızlık?
Devinen lades yüklü çözelti
Aşkı ihya eden derdest bir reçete
Gün özürlü bir şiirde
Derledim toparladım ben aşkı ve laneti.
Ölümlü tefrika, sevgili…
Hani baş göz ettiğim dünden arda kalan
Yarım yamalak bir neşe
Oysaki böyle öğretilmemişti bana.
Sancılı hücrem;
Ayrık düzen;
Kalıbımı b/astığım her hece
Bilfiil sorgulandığım gün ve gece.
Annemin sesi gibi huzura biat;
Tekdüze ekseni kimsesizliğin
Salkım saçak ölüm denen hurafe.
Bir başıma s/alındığım
Görücü usulü sevdalandığım sözüm ona
Ve gözümün içine baka baka
Oyalarken kader
İlla ki Rabbimden yana yüreğimin tefsiri.
Makamı yoksa acıların
Ne zaman ereceğim nihayete?
Göğün sandukasında mı saklı bunca hüzün ve sitem?
Sorularım ıslak belki fazlaca yarım
Akıl başta değil madem
Nerede kaldı benim mutlu addettiğim sönük yarınlarım?
Göğe dikiş atalım da tutunalım yerli yersiz birbirimize
Öğelerin fasılasında
Öykün savruk çatısında
Afakın gazabı öykündüğüm hecelerde
Benden yana olmasın tasan
İzindeyim sadık aşkın.
Zemherilerde tutuklu mevsim,
Dilberim, sevgilim, sen sevdalı yüreğim…
Aklımın çatısı aktı dünden
Serpildim de günbegün her halede açan bir çiçek misali.
Miskin gölgemle hemhal
Aşkın şafağında yatak döşek uzandığım
Şimdimi suskun belle, sevgilim;
Yarın varsın kalsın yakası açılmadık bir hikâye
Epey yorgunum ne çok safsata
İçime sızan akın akın
Haydi, topla şiirlerini
Çat kapı uğra yüreğime
Varsın yarım kalsın gizemi evrenin
Yeter ki savunalım biz aşkı ve matemi.
Birden geriye mi saydığın?
Yoksa yana yakıla andığın bir teselli mi
Zanların bedeli ve pişkin bir niyaz
İblisin gölgesinden uzak
Aşka akıttığım taşkın haznemden…
5.0
100% (19)