3
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
934
Okunma
Senin gitmekle başladı zamansızlığım
Zamanla zamanda yitmiş bir yabancıyım.
Alabildiğine hülya olabildiğine rüya var gözlerimde
Zamana tutsak olduğum ânda bile ,
Seni yüreğimdeki kuşların sevinciyle
Sarıp sarmalamak istiyorum sadece.
Zaman saatleri kapsayıp gülümserken yüzüme
Her dakika seni düşünmektir , zaman
Zamanın içinde olmayan bir saniyede yok olup giden,
Ölüp biten aşk ağacı dibinde oturan ben
Huzur içinde ölümümle toprağı doyuruyorum.
Aşk uğruna tuzlu yaşlarla mezarımı suluyorum.
Zaman, kimi zaman algılaması güç
Ânın içine dolan korkular kadar hızlı
Sırayet ediyor durgun bedenime.
İmsâk vaktinden seher vaktine
Ellerimi göğe, yüreğimi Yaradana açıp,
Dilimde pişen duaların sıcaklığı,
Gözlerimden düşen yaşların serinliğinde
Senin için ruhumun kuytusunda
Sâbâ’nın tınısında esen zamanı durduruyorum dilimdeki aşkla.
Saçlarımın akla nurlandığı zaman
Senin derdinle yanıp tutuşan gönlüme
Reva mıydı gözlerinle harlandığı,
Hüzzamla közlediğin aşkı
Dur durak bilmeden içime dolan kelebeklerin
Sürgit sevdanla öldürüp tekrar dirilttiğin sözlerinde,
Pervane gibi senin serabında, zaman kırılmasında,
Aşk ateşimin etrafında dolanıp ,doldurup yüreğime sevdamı
Zamanı, ânı yerle yeksan edince
Ardında taze bir ölü bırakırsın gözlerimdeki düşle
Asûde bir âna işaret edip zaman
Sensizlikle demlenip ,kendimin delirdiği
Kuşlarımın, kelebeklerimin durduğu
Kuruttuğun göllerimin susuzluğunda
Hicaz bir besteyle yüreğime doldurduğun ateşin adıdır, aşk
Ve aşk, dilinde dillenmeyi bekleyen bir nihavend şarkının ümididir.
Fatma Gül KA* (2019)
5.0
100% (14)