2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
803
Okunma

azize’m;
duydum ki bu kent vurulduğundan beri
hep ağlıyormuşsun!
vakitsiz akşamların hüznünde (...)
alıyormuşsun avuçlarına ölü serçeleri..
kimliksiz halkımın hiç büyümeyen çocuklarının
ölü bedenlerine kilitleniyormuş bakışların
büyümeden toprak olmak
nasibi toprak kokan
umudu düşte kalan sevgimiz
yankısı duyuluyor kaf dağından,
yaktığın notasız ağıtların...
yara,
hep yara,
yanaklarında yakılan ağıdın izleri.
meğer yağmur sandığım senin gözyaşlarınmış,
ondandır bugünlerde yağmurlar damla damla
hep yüzüme vurur.
ıslatır şakaklarıma düşen akları
üşütür yüreğimi
artık giyindiğim şiirler de ısıtmıyor beni
harabe kentimin çerçevesine sokuluyorum
çoğu kez,
bilinmeyen bir dille sesleniyorum
ses vermiyor!
yıkıntılara gömülen anılarım
sevgimden arta kalan bir moloz yığını
çığlıklarımın sessiz gölgesinde
bir çiğ tanesi gibi
sessiz sedasız yok oluyorum
ve;
ve sen,hala ağlıyorsun...
29 Nisan 2019
5.0
100% (4)