7
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
2155
Okunma

Sükût makamında tüm deyişlerim,
Elimdeki sazın, telleri kırık.
Sıkmaktan çürüdü bütün dişlerim,
Dilimdeki sözün, belleri kırık.
Eskiden bıraksam, dosta bir ambar,
Merak edip bakmaz, bilmezdi çıkar.
Şimdi cevizlerim, olmuş tarumar,
Yolumdaki kozun, dalları kırık.
Ağaçların şavkı, vururdu suya.
Yüzerdi hayvanlar, kalıp yatsıya.
Dost bildiğim vurmuş, yatıp pusuya,
Gölümdeki kazın, kolları kırık.
Gerçeği söyledim, yapmadı sükse,
Yalana başvursam, inanmaz kimse.
Yıldıza baktırdım, çıktı vesvese,
Falımdaki kızın, halleri kırık.
Gönlüme düşünce onun hayali,
Evdeki kilimle yaptım tuvali.
Çizince baktım ki, eksik ahvali,
Çulumdaki yüzün, gülleri kırık.
Coşkun bugün yürek, yıkar her yanı.
Bir kahvenin olur, kırk yıl zamanı.
Hiç çıkarsız sevmek, kalbin dermanı,
Gülümdeki nazın, dilleri kırık