11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1240
Okunma

I
bir hüzün yağmuruna yakalanıyorum bazen
açılmıyor kırık şemsiyem sana sormadan
ıslanıyorum;
senin için savaşlarımı sayıyorum bir bir
kanayan düşlerimi sarıyorum kendi dilimle
ellerim kırık
paramparça her yerim,
ne çok yenilmişim bu yolda!
çok merhem götürür bu yaralar;
yatır beni dizlerine
elini alnıma koy yeter,
boş ver göğsümdekileri
önce sırtımdaki bıçağı çıkar.
sızılarım omuzlarında taşıdı beni bugünlere,
bazen muştalı bir serseri
bazen akıllara sığmayan bir deli oldum;
sırdan zindanları delmişliğim
yedi surlu kaleleri almışlığım var;
ama sevinecekse sevdiklerim
bilerek düşerim dost tuzağına.
sus!
zaten rüzgârlıdır benim yüreğim
bir de sen fırtına çıkarma;
bak,
vurgun yemek pahasına derinlere dalıyorum
bir inci arıyorum senin için,
getireceğim ki
bu sevda
kulağına küpe olsun sevdiğim.
II
ve dün gece
güvercin başlı
ürkek bakışlı bir kuş kondu yatağıma,
şöyle bir silkindi - sen oldu -
soyundu
girdi koynuma;
ölçüsüz seviştik
öyle bir şiir yazdık ki
efsanelere yakışır
destan olur tapınakların kapısına!
açıldı yüreğimiz,
kozasından çıktı sesler
en güzel bestemizi yaptık;
re____________belinden
mi___________ memelerinden
la____________dudaklarından
görürsünüz,
âşıkların dilinden düşmez bu şarkımız.
kıvılcımlandı bedenimiz,
gökyolunda yürüdük
cenneti gördük;
sevenlerin yanında ayrılmıştı yerimiz.