18
Yorum
38
Beğeni
5,0
Puan
1244
Okunma
‘’Ortalıkta bir yalnızlık
Birisi kaybolmuş kadar.’’ (F.H.Dağlarca)
Her zamir’in düşü bir İlahi gölge
Mahzun dizelerin dinmez alın teri.
Koyudan koyu göğün feneri
Tınısı aşkın yankılanır boğazında şehr-i İstanbul’un
Sekizinci tepe içimdeki bulutların
Eremediği hidayet
Dokunaklı aşkların kaldıysa çapağı
Sonlardan seçtim ben bu ölümlü hayatı.
Zanlardan düşen her poleni
Savurdum ellerimle
Zemherilerin koynunda üşümeyi ben dilemedim üstelik
Menevişli sözcüklerin feryadına yetişen Tanrının
Unuttuğu bir iklimde de doğdum ansızın.
Feryat figan şakayıklar,
Zehirli dilinde soruların şapkamı çıkartıyorum
Hadislerin iflah ettiği her yanlışımla
Savunduğum doğruların çetelesini tutuyorum ve elde var sıfır.
Ölüden bozma teni akışında isyan serili
Arşın da duasına savruk bir gölge olma
Özlemiyle bin bir yeisle k/atık yaptığım düşlerim.
Rotasında ömrün kâhin benzeri imler
Tekelinde aşkın, arz ettiğim
Bir terennüm adeta doğaüstü gücüme
Yenik düşen şahikanın kanadına savurduğum yanılgılarım.
Hangi perde ise kapansın ve sonlansın bu
Güzergâh ki;
Kilit noktasında azabın
Tetiklensin yanlı cümleler
Benlik mizacın da derin yarası
Biz olmaktan aciz sakil aşkın çıtası.
Zemherilerin mahkûmu gölgemde çürüdü hislerim;
Dumura uğrayan zan yüklü sıfatlarda
Eridi mum gibi yandığıma delalet
Asılı kaldığım yangının da en kâfir kıvılcımıyım.
Bir avazda sevdim ben
Ve bir avazda serildim
Çıkan posasında manidar fısıltıların
Aşk diye inleyen evrene surat astım
Bahara denk düşen günün özlemiyle
Yaftalanmış isyanlarım
Kanıtsız bir ölümdü adeta
İçimin payitahtına süzülen her gölgeyi sen sandım:
Senlik bir hayalle efkârı dişledim.
Azığa aldığım her heceyi büyüttüm diz/e/lerimde
Gönülsüz bir yolculuktu benimki
Gönül koyduğum her ulu acıyı
Aslıma döndüğüm bunca satırı
Belki de beylik bir minnetle tutuştuğum bunca izleri
Yok saydım; yok sayıldım;
Yoksunluğun dibine kibrit suyu döktüğüm aciz bir şiir kadar da
Yalnızdım ve terk edilmişliğimin
Rüştünü ispatladığım
Ölümlü gecelerde
Korlarda biten bir çiçektim:
Solmaya adanmışlığım
Aşka atamışlığım kalemimle
Feri idi elemin
Gizemli güncemde
Son sürat devindiğim iklim kadar ıssız ve yeknesak
Bir hece olmayı da asla ben dilemedim.
‘’Ol’’ dedi Rabbim
Ve ‘’gül’’ dedi:
Densizliğimin izini sürdüm ve karşı geldim
En munis heceyi yok saydığım
Bir gül’ün tarhında
Bir de gül/mediğim imbat akşamlarında
Serlerin ferinde ılımlı bir iklimle coştum kendimce
Varlığın hazana düşkünlüğü idi belki de
Mart’ı bahardan bilmediğim.
Kışın ayazında ölü bir gül olmayı da asla ben dilemedim:
Güldüğüm kadar güzeldim
Gülümseyen nidalarda savunduğum hep hüzündü
Ömürlük bir makamda
Soytarı ömrün de kelamı her dizede diz dize
Yaşadığım kalemin dinginliğe hasreti
Ansızın çakıldığım bir denizde
Lahzası kâbusların sıfatların temennisiyle.
5.0
100% (25)