11
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
1203
Okunma

Hicran’ın bir özdeyiş olduğunu yeni öğrendim:
Yüreğimdeki tasmayı ne zaman mı çıkardım?
Biliyorum, biliyorum işte:
Yeltendiğim o vakittir;
Uçmayı yeni öğrendiğim; atıldığım gök kubbe
Sonların muhatabı aslında başı olmayan
Gözyaşının dolup taştığı…
Hangi hümayun?
Hangi sefil arbede?
Öksüzlüğün çimlerini çiğnerken
Afakî bir bulut
Çöken ruhuma.
Koyu olsa da gök mavisi,
Önceme
Paye vermeyen karanlık kadar
Gizemli miyim yoksa?
Tufanda kaldım
Araf’a düşüp de yolu geri dönen gördün mü
Hiç, demeyi
Sanma ki bir mertebe belledim.
Dillenen arazlarda
Tohuma kaçan şiirler derledim:
Başlığı gözyaşı, farzı mahal
Sonrasını tahmin et istersen
Verip veriştirdiğin kadar
Katlanırım da ben bu ihanete.
Arakladığım bir aşk değil bu, olamaz
Ardıç kuşlarına duyduğum özlemi de sorgulama:
Meali yüreğin değil mi ki bu son şiir;
Ben efkârla yıkandım tan vakti.
Ayrışan gölgeme bile ihanet ettiler:
Hepi topu bir zerre madem
İnfilak eden evrenin merkezi
Korunaklı bir sunum mu yoksa aşkın hitabı?
Göreceli engeller maruzat bellediğim
Her daim de başımın tacı.
Of’layan bir güncem bazı bazı
Katıksız sebebiyet verdiğim
Çıkmışken ayyuka bunca sırdaş kelamı
Yitip giden aralıklı bir yol haritası:
Kayıp hecelerden kayıp coğrafyalara
Uzanan
Belleğin ruhla muhatap kılındığı.
Deyişler sonlanmadan belki de
Ve ihanet etmediğim dokusunda ömrün
Tenezzül de etmediğim her yalın düş’ü
Taşırken yeni güne
Bir batında doğan güneşi ve ay’ı
Sanma ki kollamadım yüreğimde.
Tutuk dilimde tutuklu mahremi de
Savurmadan bilinmeze…
Utkumda ufkum
Tutulan nutkumda garipsenecek hicazı
Bir tuttuğum her sanrı
Kıyısından köşesinden toplarken sırları
Çimlerde serilen her heceyi
Papatya gibi kopardığım imge imge.
Solumdan başladım solmaya
Sağımla attığım her adımda
Andığım Rabbim,
Atıl yürekte kopan kıyamet
Belli ki yaşadığım en büyük yenilgi.
5.0
100% (24)