9
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
1518
Okunma

Şimdi, muhbir bir imgeyi lav edelim:
Hani, çatık kaşlı filan da değil
Altı üstü aşkın neferi her kayıp şecere.
Dokusunda ömrün yarım adalar inşa edelim:
Çıkını olmayan gelinin;
Çivisi çakılmış tüm düşlerin
Soyunu da ihbar edelim:
Yerli yersiz çemkiren iblisi,
Köhne dehlizleri;
Künyesi kayıp şehri de mimleyelim
Tıpkı şairin küfesinde saklı maziyi
Yâd etmeden
Düşelim yollara yerli yersiz,
Sarnıcı kayıp enginlerin telkini ile
Mim koyalım her şiire.
Batılında ömrün;
Hazan kepçe kaşık kaşık örseleyelim kalemi:
Şehla bir düşte
Yenilgi mahiyetinde
Her alın terini yok sayalım
Şaibeli göğün
Sıdkı sıyrılmış ömrün
En kuytusuna serelim serebildiğimiz özetini
İfşa edilesi filan da değil hani:
Altı üstü bir can pazarı;
Bir sükûneti dillendiren
Sebebi olmayan bir cinayeti
Üstlensin de şair
Ölümüne seviyor madem evreni
Çivisi çıkmış her gölgeyi çarmıha gerelim
Yerli yersiz hıçkıran yüreğin
Mabedi kalemi
Evirip çevirip batıralım çamura.
Bir haleden kayan;
Varlık kadar torpilli günceyi
Sunmadan hece hece
Övelim yerli yersiz her kimliği
Varsın dumura uğrasın adalet;
Varsın yitip gitsin o benlik ki hidayet
Düşkünü aciz ruhu
Vuralım yerden yere
Gün dönse de geceye
Gecenin nutku tutulsa da
Hurafeler dizelim cahil gölgenin çevresine
Aşkın her zerresi uğramadan hezimete
Çekip gidelim acele ile:
Ketum varlığı;
Asaletin geride kalmış kırık kulpu
Aşkı, sevgiyi çıkarmışken gözden
Gerilelim tüm haşmetimizle;
Kurban seçilen kimse
Tahliye edelim iyiyi, güzeli
Hani olur da evren uyanır ansızın ve
Uyarır İlahi Adaleti:
Vadesi dolmadan her heceyi ve kalemi
Tefe koyalım
İfrata kaçan tüm nefreti
Boca edelim şiire
Varsın yok sayılsın onca şiirin sahibi;
Varsın efsunlu bir terk edişe mahal versin
Evren ve sahibi bunca fani sıradan
Sıra dışı bir künyeyi de
Sıradan geçirelim
Kalem uyumadan gecenin koynunda…
Reddediyorum artık ben olmayı:
Olmaya olmaya bir başkası
Zaman da tehir ediyor
Doğasına aşık insanı
Aslında insan insanı tahliye eden
Bir de yükümlü mısralı recm eyleyen.
Hanidir kabusu yalnızlığın
Esrikli acıları dahi gölgede bırakan.
Bir nüfus, genele hükmeden
Pay ettikçe evren,
Çatık kaşlarında kayıp sicilin
Yoksunluğun örgülü kaderini hicveden.
Ne Tanrı
Ne bağnaz bir acı
Sanma ki;
Hükümranlığında nefsinin;
Elinde sancak, kıyıları gezdiğin de
Tebaası sözüm ona
Varlığı idame ettiren
Yaftalanmışın kayıp mezar taşı.
Nüktedan bir fısıltı da çıkabilir hani ayyuka;
Tembel kanatlarında yavru kuşun
Sus payı verir derinden
Mecali sırsız bir telaş;
Meali varsa yoksa
Günü birlik bir yas;
Esefle asılı olduğun kıblesine ömrün
Rahmetler bahşeden
Zamansız al basar yanaklarını
Pembe bulutların,
O koyu efkarı
Sadece damlasında ziyan olan
Meşru bir yenilgi:
Görgüsüz yorgunluk da cabası
Kırık üç beş nota
Kıyar da kıyar şairin güftesine
Sonrası meçhul işte.
Matemin serzenişine kurban
Ketum varlık köksüz yalan.
Cılız bir ilah
Metruk düşlerin saltanatına hürmeten
Taşan denizlerin intikamı
Bir vakit ki;
Örtülü gece yarısı.
Kundaklanan düş
Ne olur düş yakamdan ecel:
Hayatın tarhına ekilesi bayat tohumlar
Bir ılık nefes yeter de artar hani:
Kovalarken kaderi
Kederli sesine duaların
Uzaklardan gelir de konar ölü bir kuş:
Metruk yüreğin meczup temennisi:
Göl durgunluğunda bir ömür tahsis etsin
Yeter ki kader iklimine bir buse
Sunup usulca yel olup
Karışayım ellere, diyorum şimdi, anne.
Dokuduğun yüreğin ellerinle
İzzeti ikramı imiş sevginin;
Sevip küçülen ellerimle tuttuğum
Ne çok serzeniş.
Ufkun hakimiyetine hayran baykuş
Beylik bir kelamla
Uğursuzluğu nasıl ki örtüşür
Kışın güncesi ile
Somurtuk mizacın bile gelir keyfi yerine:
Bir avuç karda eriyen düşlerim
Elemi baş göz eder sabahın soğuk sitemi.
Bayrak açan göğün mehter takımı
Yeryüzüne eser de eser eşrafın öfkesi.
Bir içimlik olsa keşke acılar:
Oh, ne ala; ne ala
Yarını unutup kabaran göğsünü elemin
Hibe eder günün rutinine:
Ne cafcaflı ne yandaş mısralar;
Ölü hayallerin de yitip gitti mi…
5.0
100% (15)