20
Yorum
93
Beğeni
0,0
Puan
2307
Okunma

susamsız simitlerle
gagası kırık kuşları besliyordu tâkatsizliğim
deniz dolaştı ayağıma sonra
dalgasında
gölgesine taş bağlanmış dünler vardı
gökyüzü daha bi-r ağır
yıldızlar daha bi-r yaşlıydı sanki
rüzgar
üflemeli çalgılara öykünürken
kalp ağrısı şiirlere daldı gözlerim
yalnız
köşe başları değildi yarası kanayan
her sokağın bir imzası vardı kendince
her adımın bir hikayesi
böylece
efkârı yalnız dolaşan yorgunluklar birikti kalpte
baharlar hep bahardı oysa
kış hep soğuktu akçalanmış lapasıyla
bazen
anısız pencerelerden sarkardı heves
ve bazen de sebepsiz nazlanırdı
hayatına
ağır aksak devam eden nefes
...sonra
şehrin yüzü
iki oktavlık çığlığın nabzına düştü
içine kapanan kabukların
gözü değdi sabır taşına
çatladıkça çatladı
eskimiş bir ıslık gibi
sus oldu ömürler
uzun uzun bakarken kusurlarına
kuzeyinkızı/ömürbitiyor