22
Yorum
64
Beğeni
0,0
Puan
2308
Okunma

nefesimi rüzgarında susturduğumdan beri
ağlak masalların derinliğine düşüyorum
ve şakaklarımdan yağıyor zaman
dilsiz suretler ayrılığa tararken saçlarımı
kaç asır geçmeliydi arşı titreten duaların kabulüne
kalbime yara olan yazgım da silinmiyor
sanki tebessümler kayboluyor kırılgan parmak uçlarımın iminde
-ağır kanamalı sus oluşlarım
topuklarıma diş bileyen bu acı
kalp sancısına râm olan cümlelerle gülüyor bana
ama yakındır
âmâ gözlerimin kirpiklerimden ayrılışı
gri akşamlara demirlerken yüreğimi
başı boş sokaklar topluyorum ay ışığında
ömrün geçtiği tüm yollar zifir
ağrılı güncelerin ayazında tıkandı an
belki de
son yolcusuyum içimin
içine içine kaçan
....
aldırma yine de
aksanı ağırlığından taşan sözlere
yıkık sancılara
yamaç olmuş gözlerinim ben
buzullara sığıntı kırlangıçların
yorgun bir ömrü taşıdığı gibi taşırım başını
belli ki
korlaşmış anların hapsini adımlıyor
vaktin gerisinde kalan ayaklar
-sebepsizliğine aldırmadan
kuzeyinkızı/.....