0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
904
Okunma
Biraz çekilmeliyiz dünyadan
Kalabalıkların arasından
Tek başımıza biz olmayı öğrenmeliyiz
Kendimizi kendimizle eğitmeyi öğrenmeliyiz
Kırıla kırıla parçalanıp darmadağan olmuş benliğimizi gördükçe;
İnsanları uzaklaştırmalıyız (sırat) çok ince!
Sessizce çekip gitmeliyiz bazen...
Kendi bilmişliğimizi taslamayı,
Yalnızken kullanmayı da unutmadan?
-Zamanı gelince.
Serüven denen çocukluğa dün gibi bakmışız hep
Sarılmışız bir kaleme kağıda
Geleceği kurtarmak için,
Kimsenin umrunda olmamışız...
O günleri özlemek mi içimizi acıtan,
Dahada iyisini yapamamış olmak mı bugün canımızı acıtan?
Ağlanılacak hatıraları hatırlamak mı
O kağıdı buruşturup atan
Çocukluğun çığlımı
Oyunu sabaha boğan
Özlem yine bugüne aslında
Dünün pişmanlığına
Gerekirse hiç doğmamış olmaya isyân!
Hasret yine hüzne dönecek saateydi oysa
Geri çevirebilirdik kaldırımları
Şeklini bozmadan basabilirdik! çamurlara
Buğulamadanda sevda ismini camlara dokuyabilirdik...
Bu yüzden nefse küfür etmek her gün
Bu yüzden rüyası korkunç uykular
Boş insanlar bu yüzden
Sarmış etrafı şeytanın insan siması
Bu dünya bu yüzden kurtlar sofrası
Ölüme neden hazırlıklı bu ruh
Bu gençlik neden yığılmış içmiş
Pis kokan kan
Şişmiş bir karın
Ve bom boş hayaller odası mide
Aklın unuttuğu dayanılmaz geçen saniye neden
Ölüme neden hazırlıklı bu ufuk?
Neden alışık
Kırılması niyeymiş bu kalbin
Soran oldumu ki (sus!)
İçin için dök
Dağ taş kum parçala
Dünyaya hakaretin içten olsun
İsyanlaşmadan inatlaşmak
"Zor ol"-sada yapabilmek
Yaşaya yaşaya ölmek dakika
Kanaya kanaya tüketmek nefesi
Hıçkıra hıçkıra ağlamakmış
Kısık sesin pişmanlık nefesi
5.0
100% (1)