Çaldı yine telefon aynı ritimle
Uyanma vakti geldi yeni güne
Uyanmalar da uyarlanmış bir program gibi
Gerçekten uyanmalarsa daha geç saatlere...

Yüze çarparcasına okşuyan biraz da soğuk bir su
Ardından ayna ile karşı karşıya siz
Bakıyorsunuz ama, okunmuyor görüntü
Belki de bu,uykudan kalma mahrurluğun döngüsü.

Derken caddeyi yırtarcasına şiddetli mekanik bir kaç ses
Anlıyorsunuz ki açılıyor kepenkler, anlıyor bunu erkenci herkes
Gün daha ışımamış ama, yollar aydınlık
Bu, ya dolunaydan avanatajlı bir durum,
Ya da sokak lambalarından güne destekli bir uyum.

Olmasa da hiçbiri fark etmiyor
O saatlerde esnaf araçları ne de çok geçiyor.
Kimi pastanelere, marketlere, kimi bayilere
Ekmekler taptaze, buharı üzerinde
Açma, börek, simit, tam da bekarlara göre...

Gün ağarıyor yavaştan, apartmanda hareketlilik
Ya açılıyor kapılardan biri yavaşça
Ya da kitleniyor akşama değin anahtarlarla.

Kısa bir selamlaşma faslı, bitiyor aniden
Anlaşılan o ki, servis araçlarıdır gelen.
Ve sıra gelmiştir bize, yol görünür
Kahvaltılarsa kalmıştır öylece masada
Evin sorumluluğuysa yıkılır en geç kalkana .

Balkondan ne de hoştur izlemesi
Yaşananlar sanki bir film sahnesi gibi
Sırası gelen rolünü oynar, çıkmıştır caddeye,sokağa
Kiminin uzundur sahnesi, göz doldurur
Kimi bir görünür ve aniden sanki yok olur.

İşte dostlar, bizim mahallede yaşanan
Bu aşina görüntüler belki bol nakaratlı bir şarkı,
Akşam vakti gelen belediye aracı
Bu aracın da mütemadiyen ekibi yine aynı
O zaman anlarsınız ki biten gündür, yitense ömür
Dinlenmek içinse önünüzde koca bir gece
Zifirisinden mahrum olduğunuz gökyüzü üzerinizde.

Arada bir rutinin dışına çıkılır ki ne hoş
Roller değişmiştir, yönetense siz,
Yeni yüzler kazanır mahalle, gidenlerse noltalji
Gidenlerin yeri dolmaz asla, zeminleri hep bomboş
Çarkıfelek gibi döner hayat burada
Farkına varanlar anlarlar, bu hayat bir trajedi.

Ve biterken hengame geç saatlerdir
Yoldan geçenlerse ya gececidir, vardiyalara
Ya da devriyesini atan bir emniyet aracı
Tur atar muhkem yerleri sırasıyla.
Ezberlenmiştir bu mekanda yaşananlar
Saat saat, dakikası dakikasına
Sözleri de değişse, roman aynı romandır
Mekanlar aynı, roller, metinler,...
Değişense nadir de olsa yüzler, yüzler.

Oğuzhan KÜLTE