1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
888
Okunma
sağımda ve solumda birikinti telaşları insanların
- suyun yakınına yüzlerce yıldır kök uzatan ardıçlardan bahsetmek istiyor içim, aşka eşlik edecek arlı ve duru sessizliklerle-
eğilerek geçmekten daha hafif kamburları
ortalarında, evet, merkezin bana çizdiği yaydan utanırcasına yürüyorum
tasvirler:
tasvirler; ibadet örenleri oldu epeydir, gerçeği kurguyla değişen örften is tutanlara
dalından sürgün vermeden terkedilen ormanı, iklime satan takas
bak;
yürümeyi ardıçlara tasvir ediyorum
geri gelmeyecek cumalar bıraktım ardımda
tüm günlerin bulanık erteleri, biliyorum, kabûlümdür
iki ağızlı bir bıçak şiddetiyle giriyor aklıma geçmiş
yazgı:
tüm ertelerin fay hatlarına kurulmuş kentlerle sarmaş
yivlerde çürüyen köklerini tutam tutam kurutan açıklık
geçip giden cumalarla dolaş insanların kırgınlıkları
birkaç cılız yazıya dönüş
arazlı yeniden gelmeler yaşama
bu kadar anlatılacakların toplamı
aklımın ardıcı, okuduğu kitaplardan bir memeyi ısırarak yaşama zıplayan bağları nasıl kurdu diyor bunca telaşlı?
yüreğini mermerlerle koruyan incelikler
sözler,
iki ağızlı bir bıçak keskinliğiyle kesiyor dünyamı
örenlerin tavanı elbiz kokarken
dört duvar arası yakarmaları içtenlikle sığdıran
ne çok ayrıntı var
çaresizliğin tahta kılıçları
geçen cumanın ardıcı
rüzgarda sızlayan o olmalıydı.
5.0
100% (4)