3
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1627
Okunma

Yıl iki bin dokuz, aylardan temmuz
Zaman gece ve zaman sensizlik
Saat sensizliğin kaçı bilmiyorum ama
Beynim cadı kazanı sanki
Çık gel artık ey vefasız
Bak uykularım kuş uykusu
Uykularım ayakta , düşlerim teyakkuz
Bu zifiri karanlıkta ve bu gece yarısı
Bu sebepsiz Sancı da neyin nesi
Ki ,Yaşanmışlığım haraç-mezat
Sevdalarımsa işporta pazarlarında iltifat
Yıl iki bin dokuz, aylardan temmuz
Mevsim hasret mevsim yaz
Uyuamıyorum biliyor musun göçmen kızı
Duygularım düşüncelerime,
Düşüncelerim sevdana prangalı
Sağa sola dönmek ne kelime
Yatak yine ahtapotun kolları
Yaşanmışlığım pişmanlıklarla dolu
Ve yaşanacakları düşünemiyorum
Zira yaşanacaklarım keşkelere tutsak
Ne garip değil mi
Ya da demem o ki
Ne anlamak ne anlatmak,
Nede pişmanlık çare değil artık
Çünkü
Darağaçları yargısız infazlara kurulu
Sevdamızsa ayrılık mezarlığına gömülü
Yani güzelim her şey çok geç artık
Belli ki yaşanacaklar yine çaresizliklere
Ömür dedikleri hayatsa zaten ölüme gebe
KAŞİF KANİ ERTÜRK Eğitimci şair-yazar Sarıkaya/ Yozgat
5.0
100% (9)