10
Yorum
39
Beğeni
5,0
Puan
797
Okunma


YAŞ OTUZ BEŞ DEĞİL ARTIK
Ne zamanı geri getirmek mümkün
Nede yaşamak şimdi..
Kıymetini bilmediğimiz ne güzel günlermiş meğer..
Hani diyor ya şair :
“Haydi Abbas..kur çilingir sofrasını”
Ne çilingir kaldı…
Ne o eski sofralar şimdi
Ne o eski sakiler var …
Nede eski sarhoş narası
Artık ne sofra kurmak kolay …
Nede ekmek parası
Çünkü ekmek aslanın ağzında değil artık
Ekmek aslanın karnında yani taa midesinde
Onun için sevmekte zor geçimde
“ yaş otuz beş değil ortasında değiliz ömrün
geçtik yolun yarısını…”
Meğer ne kadarda haklıymış usta
Ne umuduna yatılan düşler kaldı artık
Nede gençlik sevdası
Yani bizim için de aynı hikaye
Bizim içinde bitti yolun yarısı …
Hani “ömrümüzün son demi…son baharı ”
Diyerek başlayan şarkıda olduğu gibi
Yani bizim içinde vakit akşam olmakta
Ömür denen süre bizde de artık dolmakta
Yada .. Sibel Can ının dediği gibi
Kimin nereye sakladığı belli değilken yaşanmışlıkları
“ çatıya saklanan radyo ” da kalıyor hatıraları aşkları
Hey bre deli gönlüm hey
Görüyor musun göçmen kızı
Yıllar sonra da olsa hayli bile çok güzel şey
Önünden geçtiğim şu penceresi açık
İçinde kimlerin oturduğu bilmediğim yeşil boyalı ev
yaşanmışlık yıllarıma ait hatıraları yaşatırken bana
Yine depreşti yaralarım içimde uyandı koca bir dev
Ahhh o lise yılları..ahh o hatıralar..
Acısıyla tatlısıyla Yozgat lisesi pansiyon binası
Abbas ağanın kahvesi Çamlığın havası
Hatıralarda şimdi eski püskü bir albüm arası
Buram buram sen kokuyorsun biliyor musun canısı
KAŞİF KANİ ERTÜRK Eğitimci şair
Sarıkaya şair ve yazarlar derneği başkan yardımcısı
NOT ; Aşivden
5.0
100% (19)