Nedendir bilmem
Paralel bir yorgunluk çökmüşken içime
O yaşlı adamı sevdiğim geliyor aklıma
Hani sesinin renginde bulursunuz tüm renkleri
Gök kuşağı misali
Özlersiniz ya sebepsiz
Sebepsiz değil aslında
Yüreğimde yürüyen adam
Bıraktığın izi arıyorum
Samanlıkta iğne arar gibi



Nedendir bilmem
İçimde zemheri bir tufan kopuyor
Korkularım yersiz olmasa gerek
Kulaklarımda antika bir sessizlik
Oysa çığlık çığlığa haykırarak
Sesime ses arıyorum
Yaşam döngüsünde
Yorgun düşmüş bedenin yürürken önüm sıra



Bir Kaf dağı olmalı insanın diyorum
Sırtındaki kamburunu yaslayacağı
Nefes alacağı bir nefes
Tepeden tırnağa kelebek yağmurları altında
İçini ısıtan bir söz
Bir umut
Bir çınarı olmalı
Gölgesi yusufçuk misali



Geceler düş yorgunu kor ateş
Karanlık gölgelerin hırsızı
Bilmem kaç bin yıllık keder omuzlarımda
Aklım doğmamış çocukların gelişinde
Korkularım suçüstü
Öylesine bir yalnızlıkla
Revan olmuşken bir yola
Korkuyorum



Masadaki son kadeh
Son bir sigara
Efkârı sen biraz da ben
Hüzün kokuyor ortam
Fonda kirli bir şiir
Aklım mısraların dişlileri arasında
Nedendir bilmem o yaşlı adamı sevdiğim geliyor aklıma
Küçük bir tebessüm düşerken dudak ucuma
Aklımda o şiir...

_Nitera-