0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
694
Okunma
"Evvel Zaman, Kalbur Saman içinde,
Develer Tellal Pireler Berber iken,
ben Dedemin Beşiğini tıngır-mıngır sallarken..."
diye başlayan bir 1001 Gece Masalında;
Gasp edilmiş Ganimetleri ve Zenginlikleriyle dop-dolu Mağralarında
40 Haramiler yaşarmıııııııış.
Günlerden bir Gün, Yıllardan 2011, Aylardan mutlu bir Ocak Sabahı
uyanırken Ali Baba
YASEMİN Çiçekleri kaplı bir Yamacın Sırtında,
Altın ve Mücevher dolu Torbalarıyla
40 Haramiler gelmiiiiiiiş.
"- Açıl Susam açıl!" demiş Harami Başı Mağra kapısı açılmış,
etrafa leş gibi bir Koku saçılmış.
Bu Koku
-Şairin Notu-
Altın ve Mücevher ne çürür nede yenir,
"Katledilen Umutların Kokusu"dur bu denir!
Neyse, uzatmayalım Lafı,
girmiş Haramiler Mağraya boşaltmışlar Talanı;
"- Kapan Susam kapan!" Emriylede kapanmış tekrar Kapı.
40 Haramiler de çekip gitmişleeeeeeer.
Ali Baba’da bu Sefer;
"- Açıl YASEMİN açıl!" der.
Birdenbire bu YASEMİN Çiçekleri ardındaki Gizli Mağara Kapısı açılır
ve içeri girer.
Görünce Serveti-Rezaleti;
"- İnsaf ulan!" diye küfreder.
Ne yapsın ama,
Fakirdir Ali Baba.
Alır bir Toırba Altın kendine,
çıkar Mağaradan gelir Evineeeeeee.
Garibanın yokmuşki tartacak Terazisi,
gider Kardeşinden ister;
"- N’etcen Gardaş, n’ötcen onla?"
"- Buğday!" diye Yalan söylerr Ali Baba;
"- Evde yiyecek Ekmek kalmadı da..."
diye Doğruyuda Ekleeeeeeeeer.
Zengin Kardeş Zekidir, iyi bilir;
"- Ekmek Undan, Un Buğdaydan gelir.
Ne Un, nede Su sığmazki yassı Kefeye!" diye
sinsice düşünür ama,
yinede verir Teraziyi ona;
"- Tez geri sal, lazım bana ha!"
Yük Kefesinin altınada bir-Parmak-Bal çalar.
Nerden bilsin Ali Baba bu Hileyi?
Fesat değil ki!
Verirken Teraziyi geri,
farketmez Kefenin altına yapışan Altın Tozunuuuuuuu.
Nasıl biter bu Masalın Sonumu?;
" Gökten bir sürü YASEMİN ÇİÇEĞİ düşer;
Biri sana, biri bana, biride Ali Baba’ya.
Geri kalanlarda sırasıyla;
Zengin, hür ve Demokrat
Saudi Arap, Bahreyn, Fas ve Ürdün Kıralına.
Oman-Katar-Kuveyt-Abu Dabi-Dubai ve Saire
Birleişk Arap Emiratları Hanedanınaaaaaaaaaa."
Onlar erermi Muradına,
çıkarmıyız Kerevetine biz,
nerden bileyim ben Reiz?
(*) HASRET TÜRKÜSÜ (6) Şiirinden aynen alınmıştır.