başıboş tomurcuk sağanağı ile başlamıştı ıhlamur
uykulara uzandığım yaz, maviye dönüşürken.

bir darbesi ile kesip içimdeki düğümleri
-aşk deyip de alıp başımı gittiğim- 
yaza hakim renklerim ve kırlangıç fırtınam,
sür atını demişlerdi 
sür sevda dağlarına 
kaç aşka sığar ki bir ömür 

korku(m)dan
mine çiçeklerine sığındığım anlardı 
göğsümdeki durağan ağrılardan 
yaz ökselerle doluydu,
biliyordum
bu yüzden ömür uzaklıktan dünyayı dolaştım
dünya,
kırık yarık yolların çare bilmez sürgünüydü
...
geceler fırtına kuşlarıydı,
babamın seccade kokulu gözlerinde
babam bitmek bilmeyen bir tarih
sen neresindesin peki ömrümün
bu bildiğin gibi bir acı değil
bal köpüğü,
eflatuni,
ıslak
...
içimdeki müzik kutusuna sakladığım
usumun acıyla irkilişi ya da 
çeliğin akkor çekilişi yürekte 
şakaklarımdaki turuncu sıcak.
tutunduğum kuru bir daldı belkide...
...
...
başıboş tomurcuk sağanağı ile başlamıştı ıhlamur
uykulara uzandığım yaz, maviye dönüşürken.

’ gece baktığım toprak bir damdan ibaretti; gökyüzü.’