kulak ver
rüzgârın gaydasına
uzat ellerini simsiyah göğe
süzül pencereden gece güzel
tutkuların dolu dizgin
yaşamak gönlünce

olsun

istersen sokağa kaldırımlara koş
ister kırlarda rüzgârlara bel ver


karanlıklar yol gözlemesin
gözlerinden gün ışığını eksiltme
dik dursun omuzların fırtınaya karşı
hiçbir kuş kanat kırmasın düşlerinde
üzerinde yürüyen kırkayaklar,çıyanlar
kanını emen sülükler olacak


dünya kuruldu kurulalı varlar
hep olacaklar


tanrı yokuşunda
yüreğin koca bir cennet
hisset var olmanın ince sızısını
ve bir olmanın mutluluğunu
aromasını güneşten alan bir çiçek gibi
sıcak ol sımsıcak


nasıl da eğik dağların bakışı insanlığın gölgesine
kendi tanrısını yaratanların güçlü kollarına bak
bugün yağmurlarla gürleyip coşabilirler
ya yarın ? yarından sonra
kurumuş gölgelerine asılacak leşleri
tanrının sesinden uzak bir duvar gibi
kendi başlarına ağlak

savaşlar ölüm
ve ihanetler

zaman hep kendi döngüsünde
evren de değişir, değişmez insanın kaderi
kısadır baharın eteği, dudağında ki koku uçucu
kışa döner çoğu zaman
yokluk sefalet açlık omuz omuza
hikayeler şiirler yazılır
kurumaz alındaki kan


birileri kaşır sırtımızı
birileri yalandan sıvazlar
içimizde solucan büyüten iktidarlar kadar kısa
bak gölgeler kadar uzunuz
çiçekler kokmadan, çocuklar doğmadan ölür
yaz gelmeden kış hep sokaklarda


döngü
yanılgı
yanılsama


geleceğimizi çalanlar çoktan ufukta fora
geride kalan kokmuş balıklar çayhanesi
iki bardak çay ince belli bardaktan
kuru bir simit açlığımız
doyarız elbet yoksulluğumuza


bunca koyun otlanırken otlaklarda
trenler de geçer raylar boyunca
bakakalırız ardından oynaş bıraktığı dumana
ormanlar saçını başını yolarken
dımdızlak kırlarda…


boynumuzda kalın zincirler
paslanmış akılları kim siler
kim silecek?


haramiler…
bozguncular
alsalar da gözündeki ışığın ferini
tanrının sesini kısamazlar
bak dağlar nasıl inliyor
ırmaklar nasıl da çağlıyor


rüzgârın gaydası var yağmurların gözyaşı
istersen dönersin kendine dönersin kalbine
kalbinde olsa da oyuklar ruhunda çatlaklar
düşüncelerini yok eden uyuşukluğu silkelemen
kaç zamanı uyandıracak kaç güneşi doğuracak


uyan!
uyan! gölgeler ışığın yalancası…





ayşe uçar
03.05.2018