Islak gecenin sokaklarına demlenen çiçekler
Çıplak acılarla sesime giydirilen..

Uzarken gölgelerinde kambur sırtlar
Saçlarımda ağlayabilir zaman..



Avuçlarım uçurum yarıkları
Çocukluğum dilim dilim kesilirken gözbebeğimde
Bir düşün göğsünden sarkıp
Ölüm pencerelerinde denizin koyu rengine
Gözucuyla karışabilirim.
Filizlenen hüzünlerin kıvılcım ateşi
Diş izlerinizde gülüşlerim
Susun..



Yalnızlığıma yıkılası sessizlik
Uykumda sayıklarken beni
Bir umudun teninden aşkın iliklerine yüzüyorum
Bırakıp ışıklı evleri
Gözlerinden geçiyorum
Dudaklarımı omzunda unut
Ayağa kalkacağım yağmurlar yağarken
Gözlerinde ince buğu ikimize çarpan
Dinledin mi bulutları
Zeytin ağaçlarında
Güneş gülüşünü bırakıyor üzerine
Kıvrılıyor su ışığın diliyle
Yollara...



Sevgilim,
Nerede bekleyeyim seni
Yüzümü döndürmek için sana
Ki,
Sesimde kaybolmuş rüzgarlar

Soluğunun değdiği her yer
Suskunluğuna gökyüzü taşısın
Dağılsın korkuları o büyük karanlığın
Bir sabah..

Haydi durma koşalım ay’la birlikte..