18
Yorum
48
Beğeni
0,0
Puan
2056
Okunma

“Ben ağaçların soyundanım,
ve bu "bayat" havayı solumak kederlendiriyor beni,
ölen bir kuş, uçuşu unutmamayı öğütledi bana”
Füruğ Ferruhzâd
Bir yerlerde umudun varlığını hissetmekteyim.
Ne vakit bu müziği dinlesem içimdeki kuşlar uçuşur gider
Kanatlarım olur notalar
Tamda kırılan kanatlarımın yerinde durur.
Uçmak isterim sonra gökyüzü, bulutlar ve görülmemiş her şeyler…
Zira yeryüzünde görülecek hiçbir şey kalmadı,
ve birileri, yüzüne bakmaya değecek…
Kalk;
Esmer bir hüzne dönüşmeden zaman
Ayırma dal ile serçeyi
Gül ile dikeni
Mehtap ile ayı
Martı ile yarışan çocuğu
Çınlasın yeniden doğanın denizi
Kurulsun aralanan göz kapaklarında
sazlığın evreni.
Kalk;
Bir mendil sevinç yolla
sevene sevilene askere
Acılar yakmadan
yaralamadan içini.
Viran olan bağları
yeşillendir yeniden
Getir dost çiçeklerini
dağların güneşine
ek kardeşliği.
Kalk;
Gülü yaprağından öp
Sevdiğini gözlerinden
Evladı alnından
Elinden öp annenin
hürmetle minnetle
Bilene cennettir avuç içleri.
öyle ince öyle derin öyle naif
Kalbinden öp saygıyla
acının çocuk elini.
Kalk;
Gör insanları seneler öncesinden
süz damla damla tülbentten
Kaldır çocukluğunu
düştüğü kaldırımda ellerinden
Bıraksın kırlangıçlar
her sabah gökyüzünü başucuna
Kucaklaşsın maviler
sağda solda
Suskunluğun tozunu aldıkça sesin
En şaşmaz terazi ile tartılsın geleceğin..!
Ferdaca