8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1650
Okunma
hırıltı
önüm,arkam,sağım solum
hırıltı
diş bileyenler
diş kıranlar
dillerini çiğneyenler
ve odaların da şeytan
kulaklarına fısıldıyor
deviniyorlar öfke için de
koltukların da
biraz daha zaman!
biraz daha ekmek!
biraz daha öfke!
biraz daha güneş!
topuğumdan tutup yere çalmak istiyorlar
gevşek ruhların da inançsızlık
ve ruhlarında ayaz,limana çok yakın batan
gemi,kunduz dişleriyle sakat barajlar örüyorlar
çatlaklarından,velev ki kalemlerinden
ve bu durum da klavyelerinden
kan damlıyor kan!
Sur’u üflüyor İsrafil!
yer göğe denk geliyor
çocuk ölümleri
kara mayınları
Ayşe’nin güzel saçından
değersiz oluyor
ve kırık bardaklarında
cehennem şarabı içiyorlar
duyun!
sizi suçluyorum sizi!
sağ yanağına vurana sol yanağını dön
diyene
eziyet etmekle
yerden bir dal alıp kenara koyan sevaba girer
diyeni
taşlamakla
sizi suçluyorum sizi!
ilk şiirleriniz de ki hormonlarınızla
ve bayram günlerinde baba cebinden para çalmanızla
ve sömürge kraliçesine
sevgiyle
el sallamakla
sizi suçluyorum sizi!
kelebek kanatlarını yolan çocukluğunuzu
hamamböceği yakan ruhunuzu
sırnaşık ve sahte gülüşlerinizi
ayna kırılıyor yere düşüp
tuz ve buz kıvamın da kan damlaları gibi
dağılıyor
benim yüzüm herbir parçada beliriyor
sizin ki bir parça da
varsayın ki ben bir köpeğim!
ve farklıdır sesim!
taşlıyorlar ancak
linçizm müridleri
varsayın ki ben bir yılanım!
ve deri değiştiriyorum
böcek dudaklarınız
derimin peşin de deviniyor
ve varsayın ki ben
bilinçaltınızda ki
sapkın fanteziyim
karşılaştığınız da ürküyorsunuz
ve dilim mahşer gününe dönüyor
kızarmış yüzleriniz utançla yerde