11
Yorum
9
Beğeni
4,9
Puan
895
Okunma
/ Gül tarlalarına mayın ektiler anne!
Sakın gideyim deme. /
’ Kalahari kadar büyüktü umutlarım ’
düşlerimi her eşelediğimde,
güllerimi makaslayanların bende bıraktığı
kuru dallarda kaldı çocukluğum.
açmamış taze fidanlarımı kopardılar
kandırdılar taze kokulu düşlerle
vurdular gençliğimi uzun namlulu silahlarla.
kanattılar
elimde kalan son şey ’umut’
bir veda sahnesinin tam ortası
içimde kalan son şey ’ hüzün ’
çağırıyor yine eşkıya türküleri..
bakışlarımın zamanı gütmesinden daha önceleri.
uzaksın anne!
Kurduğum düşler uzak.
geçmiyor destansı öyküler gözlerimden.
Gel al beni buralardan bir gece
bir gece in şehirlere
saçlarımdan tanırsın beni
Kirlettiler anne!
en çok ta kalbime sapladılar kirli ellerini...
umutlarımı, insanlık pazarlarında satışa çıkardılar.
yaktılar...
firuze renkli fresklere kaçtı ifadem
sustum!
artık hiç bir su,
hiç bir sabun
temizleyemez kirlenen benliğimi.
bişey kalmadı
Yakındır ölüm
gelmezsen,
sökecekler kökümden aynı yaptıklarına benzesin diye.
Yaptıkları bir şeye değsin diye.
Tat mı bıraktılar ağızda...
yıkandığımız çeşmeleri bile kuruttular.
kirli bakışları hep korkuttu..
Şimdi sabahlarımızı da aldılar sormadan.
uyutmadılar bir türlü..
her gece utandırdılar sadece.
Oysa ’’öğretmen’’ olmak istiyordum ne zaman biri sorsa.
Yoruldum anne!
gelmesini beklemekten ölümün.
okusaydım böyle mi olurdu?
Şimdi hiç anlamayacağım seninle olmayı anne!
taa bu bedenim seninle toprağa girmedikçe.
5.0
88% (7)
4.0
12% (1)