16
Yorum
45
Beğeni
0,0
Puan
3350
Okunma
Suphi...
Benim canım ciğerim...
(Yenilenmeye hazır ölü bir deri duruyor ağzımızın tabutunda. )
Suphi!
İşte bak burada ; ortasındayım hayatın
ve kalbim çırılçıplak.
Sağaltmak istiyorum / dünden kalan ne varsa
ne varsa dilimin dibeğinde
bir balta hırsla parçalıyor
içimin içindeki nar korkusunu.
Bak dişlerimin dibinde ve bu kan akşamında
bak!
kasıklarından vuruluyor
Adem’in oğlu.
Sonra sancı...
sonra sancı Suphi
sonra tenimden terine karışan zamanın tuzu.
.......
Suphi !
künhüme vara vara çarpıyorum usuma
usumda bir dolu paradoks.
Bir sürü vahiy geliyor; bilmem hangi kuştan
"çevir otuzüç defa bir kelâmı diyor."
Lâkin dilimin kilidi ağzının içinde
ağzın ;
şehvete bulanmış bir mağra kuyusu gibi.
Derin.
Ve yalnız bir eleman gibisin
peltek sözler kümesinde.
.......
Aldırma bana Suphi !
aldırma dilimin bu kesret haline.
Hem bak Tanrı bile gülümsüyor yedi kat yukarıdan
ipek ibrişimli kundağı sararken gövdene.
.......
Suphi!
şimdi son kez üfle avcunun içindekilere
ve bir asfalt üstüne dök bizi
şahit olsun imansız diller bu savlete.
Biz eski bir istiharenin yeşil tabiri
tanıdık bir intiharın çürük ipiyken
üfle ve dök bizi !
merd-i meydan bilmeyen
kuklalar önüne.
Rüzgâr //