39
Yorum
51
Beğeni
5,0
Puan
2742
Okunma

Viranlığımla salınmışken
Karanlıkların tapınaklarına
Ağır,ağır yüklenir
göz kapaklarımın içine ölgün bulutlar
Gecelerce yalvardığım şafak bile
Sökemedi kendini geceden
Yaz be kadın
Gökyüzünün kirpiklerinden
Yüreğine batırılan okları
Bunca acı, yüklenmişken daralmış yüreğine
Bir ağlama nöbetinin sağanak seline karışıp nasıl aktığını
sığınmacı heveslerinin yosunlaşmış yıllarınla
ta diplerde nasıl çırpındığını
esmer çığlıklarının
ekimin kızıllaşmış yapraklarına dökülüşünü
aklından damlayan ılık yalnızlığını
yüreğinden dökülen karanfillerin kokularını
yaz be kadın
kestim şah damarını bu coğrafyanın
ve ifadesiz bakışlarını kentlerin
yaşam denilen oyuklara kaç kere sığındı varlığın
kaç kere doz aşımına uğradı bu nefes
senin ürkek yalnızlığından yola çıkarak
sana yönelen, o melun bakışların düğümlerini,
çöz be kadın
bağışla kadın, bağışla
o tadı kekremsi solukların ,genzine sıkıştırıldığını
sana çektirilen acılarla
seni zorda bırakan, manevi yangınlarını
henüz küçük bir ceylanken, ayaklarının kırılmışlığını
yeni yeşermeye çalışan, yapraklarının yolunuşunu
sana henüz yakışmayan,o küçük kadın sıfatını
sindiren, çirkef yüreklerin
karşısından seni koruyamayışımı
yaz be kadın
ölümü diyet tutan duygularınla
o eşsiz özverili ruhunla
o koca dağı eriten insanlığınla
şimdi suskuların mahşer yerine dönüşünü
içindeki uzak gurbetlerin, sana umutsuzca el sallayışını
bu hayatın, seni on iki yaşında
tam, on ikiden kurşunladığını
yaz be kadın
Bu şiiri küçük yaşta evlendirilen,hayatları çalınan,o masum günahsız yavrularımıza atfen yazdım.
Tabi’ki onlarında büyüyünce varmak istedikleri hedefleri,ve sevecek yürekleri vardı.
HÜLYA ÇELİK ................Bu şiirimi yorumlayan değerli Şair Cafer Gececi’ye teşekkür ederim.
5.0
98% (41)
4.0
2% (1)